YÜREĞİNİZE DOKUNMAK

Ne çok isteriz, karşımızdakinin bizi anlamasını...

Ne çok isteriz, karşımızdakinin bizi anlamasını...

Gözlerimize bakıp da aklımızdan geçenleri okumasını... Ona en çok ihtiyaç duyduğumuzda yanımızda olmasını...
İnsanoğlunun inanılmaz engin bir dünyası var. Düşün dünyası ve duygu dünyası... Birbirine hiç mi hiç benzemeyen onlarca, yüzlerce, binlerce hatta milyonlarca insan... Kardeşler, anne- baba ve evlat... Benzer genleri taşıdıkları halde inanılmaz farklılıklar gösteriyorlar. Olaylar karşısında tepkileri, yorumları, düşünce ve duyguları o kadar farklı ki! İnanılmaz geliyor insana.
Bence bir konuda tümünü dize getirebiliyorsunuz. Ne mi? Her kim olursa olsun ona yüzünüzü döndüğünüz zaman... Seni dinliyorum, seni duyuyorum veee seni anlıyorum, dediğinizde. Sözle değil ama davranışınızla, bakışınızla, duruşunuzla, vücut dilinizle, en önemlisi de yüreğinizle...
Biz sanatçılar, özellikle yazarlar /sözcüklerin kuyumcuları/ büyülü sözcükleri bulup çıkarmakta, onları kullanmakta ustayız gerçekten. Doğru seçilmiş sözcükler, okuyucunun beyninde ve yüreğinde daha bir anlam kazanır. Canlanırlar adeta. Sanki ete kemiğe bürünür, görünür olurlar.
Okuyucu, sizden beklediklerini bulduğu anda; mesajlarınız ona özel, sadece onunmuş, onun için yazılmış sanısını verdiği anda amacınıza ulaşmış olursunuz. Kitapla baş başa kalmanın, onunla özdeşleşmenin büyüsüdür bu... Siz osunuz, o da siz... Sayfalar arasında kendinizi buldukça, öğrenme başlar. Tıpkı şekillenmeye hazır yumuşacık bir hamura dönersiniz. O andan başlayarak da verilen şekle boyun eğersiniz, hem de canı gönülden... Böylece, iyileşme ve onarılma da orada başlamış olur.
Yeni kitabımın yankıları sürerken tüm kanallarda programlara davet ediliyorum. Elimden geldiğince hepsine katılmaya çalışıyorum. Geçenlerde AS TV’de Çiğdem Hanımın konuğuydum. “ Biraz Mutluluk Alır mısınız?” isimli 3. Kitabımın yıllar önce ona nasıl ilaç gibi geldiğini anlattı. O kadar mutlu oldum ki anlatamam. Kendimle de gurur duydum açıkçası... Yazma amacımız çeşitli olabilir elbette. Yazardan yazara da değişebilir. Önemli olan benim amacıma ulaşmış olmam.
Yüreklerinizde yer bulmak... Acınızı hafifletebilmek belki... Ya da sizi anladığımı anlatmak. Bakın ben de benzer şeyleri yaşadım ama bir çıkış noktası buldum, diyebilmek. Olaylara farklı pencerelerden de bakılabileceğini göstermek. Sorun varsa, çözüm mutlaka vardır; çözüm yoksa sorun da yoktur belki de... Kim bilir kaçımız, hayatımızda dert etmemiz gereken basit ( size göre çok önemlidir mutlaka) olaylarla günlerce dertlenmişizdir...
Sanırım işin sırrı zaman zaman çevremizde olan biteni anlamak... O zaman kendimizin ve yaşadıklarımızın daha çok farkına vararak doğru değerlendirmeler yapabiliriz. Sabır, hoşgörü, sevgi ve saygı... Ne yaşarsanız yaşayın nokta koymayı, sorunlara arkanızı dönüp gitmeyi de becerin ama... Unutmayın bu hayat sizin... Ve siz çoooook değerlisiniz. Hepinizi çok seviyorum.

Bu haber 3069 defa okunmuştur

:

:

:

: