Bugün 101 yıl önce, Türk Ulusunun egemenliğini gasp eden ve bunu 600 yıl sürdüren Osman oğullarından. Türk Ulusunun egemenliğini geri aldığı günün yıl dönümü.
101 yıl önce bugün Mustafa Kemal ve arkadaşlarının başlattığı Milli Kurtuluş savaşı yıllarında. 23 Nisan 1920 ilk Milli Meclisin açıldığı ve egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Ulusuna ait olduğunun ilan edildiği gündür.
Milli egemenliği kendinde gören TBMM, ayni zamanda Kurtuluş Savaşının da gidişatını ve akıbetini belirleyen milli bir meclis olarak açılmış ve istilacı batıya şu sloganı kendine şiar ederek haykırmıştı.
“Ya istiklal ya ölüm.”
Meclisin açılması ile de ilk TBMM Hükümeti kuruldu.
2 yıl sonra Büyük Taarruz sonucu, Türkiye işgal ordularını Anadolu’dan defedip. Egemenlik ve bağımsızlığını Lozan’da tüm dünyaya ispatladı.
Bu günlerde, ay sonu yapılacak gayri resmi 5+ BM toplantısı için hummalı çalışmalar devam etmektedir. Kıbrıs Türk Halkı öz vatanı olan Kıbrıs’tan atılmak, etkisizleştirilmek istenmiş, fakat direnişi ile buna izin vermemişti.
11 yıllık mücadelemizin güç kaynağı. 1920 yılının 23 Nisan’ında milli hakimiyetini tekrar elde eden Türk Ulusu ve onun seçtiği hükümetler olmuştu.
Kıbrıs Türk’ü için 23 Nisan 1920 tarihi bir milattır.
Kökleri Ankara’da olan Meclisin dalları ve yaprakları adaya kadar uzanmış. Kıbrıs Türk Halkı ondan güç almıştı.
Hazırlıkların yapıldığı ve Türk tezi olarak, bağımsız ve egemen bir statüde Cenevre’ye gidiliyorsa. Bunda 101 yıl önce Atatürk ve silah arkadaşlarının açtığı Milli Meclisin ağırlığı ölçülemeyecek oranda büyüktür.
Egemenlik hiç kimseye altın tepsi ile verilmemiştir.
Kıbrıs Türk Halkı 11 yıl ağır bedeller ödeyerek, bağımsızlığına kavuşmuş. Bunu dünyaya ilan etmiştir.
Adada yapılacak bir anlaşmada, iki tarafın da iradesi aranıyor. Yani Self Determinasyon hakkı tanınıyorsa, ki bunu tüm dünya iki halk için de tanıyıp kabul ediyor. Kıbrıs Türk’ü bunu kullanarak 15 Kasım 1983’te KKTC’ni dünyaya ilan etmişti.
2004 ‘te de ayni hakkını Annan Referandumunda kullandı.
2004’te dünyayı sömürenler tarafından bu irade kabul ediliyor.
1983 iradesi ise reddediliyor.
Dünyanın adaleti bu olsa gerek.
İki bağımsız egemen tezini, ilk kez Sn. Tatar ve Sn. Çavuşoğlu ortaya atmadı.
Bu teze karşı çıkan Anastasiadis, 2017 yılında Sn. Çavuşoğlu ile yaptığı görüşmede. İki devletli çözümü görüşebileceğini söylemiş ve bu beyanı tutanaklara kaydedilmişti. Bunun imkansızlığının ise BM’de ve AB’ de olduğunu. Bunlar tarafından kabul görmeyeceğini söyledi. Tutanaklar BM’ in elinde.
İş “yerim dar, oynayamam” durumuna gelmiş.
Topu BM ve AB‘ ne atmaya çalışıyor.
Kıbrıs’ta iki Halkın Self Determinasyon hakkı tanınıyorsa, ki tanınmaktadır. Anastasiadis, sen bu tezde istekli isen, bundan kaçmak yerine, bunu kabul edip, bu minvalde görüşmeye oturursun. Ama sen hem istekli görüneceksin, hem de imkansızı BM ve AB ‘ne yükleyeceksin.
Yemezler.
5+BM gayri resmi toplantısı, Rum kesimi ve Yunanistan için son bir şanstır.
İleride, iki devletli modeli görüşmek için çağrıda bulunacak ve isteyecek.
O zaman da köprülerin altından çok sular akmış olacak.