Düşünün bakalım ne demek istedim?
Biz anneler bunu o kadar çok yaparız ki!
“ Nasıl mesela? “dediğinizi duyar gibiyim…
Odasını toplamayan kızımızın ya da oğlumuzun arkasından söylene söylene de olsa en sık yaptığımız şeydir…
Küçük kızımızın dağınık çalışma masasını, oğlumuzun ya da eşimizin çıkarıp sağa sola attığı pijama, çorap, çamaşır, tişört… tıpkı yem yiyen güvercinler gibi eğile doğrula toplarız.
Sadece bu kadarla kalsa iyi… Yapılmayan ödevler, geç gidilen dersler , kırık notlar ya da okullar İÇİN de her zaman mazeretler üreten de biziz…
Yemek masasını hazırlayan, yemekleri pişiren, sofrayı toplayan da biziz… Birilerini alıştırsak da onlarla iş bölümü yapsak hiç fena olmayacak…👏👏👏👏
Sanki evdeki herkesten ve her şeyden sorumlu bizmişiz gibi koşturup dururuz.
Durun…
Düşünün…
Yapmayın…
Bırakın herkes kendi görevini ve sorumluluğunu alsın.
Siz yaptıkça, onlar YAN GEL OSMAN misali sorumluluğu sizin üstünüze yığıyor…
PEKİ YA SONRA?
Tükenmişlik sendromu, şiş ayaklar, başağrıları, zaman bana yetmiyor/ söylenmeleri…
İşiniz yetmezmiş gibi işyerindeki arkadaşlarınızın ya da yakın çevrenizin sizden ricaları, angaryalar… Kendi evinizin yemeği, temizliği, ütüsü…
Ne zaman avazınız çıktığı kadar YETEEEEER! diye bağıracaksınız?
Bence geri kalan ömrünüz İÇİN (sağlıklı uzun ömürler) biraz enerji depolasanız, neşeli bir büyükanne olsanız iyi olacak…
Torunlarla oynamaya, onlarla tatlı zamanlar geçirmeye de güç kuvvet gerek…
YÜREĞİME DOKUN
bu gece
bütün yıldızlarınla gel
ışıklandır dünyamı
şiirime dokun
çiçeklensin dallarım...
sen orada
evrenin varoluşundan beri
senin olan yerdesin...
elin tenime dokundu
ışıklandı çiçeklenmelerim...
yüreğime dokunursan
filize duracak akasyalar
kararan yıldızlarıma
ışığını verecek ay...
dinle bak
sevdamız
kök salıyor
senin ağzın ışık bitkisi
şarkımsa köklerinde dolanır...
Ayşe TURAL
PANDEMİ KİMİLERİNİ MİSKİNLEŞTİRDİ…
Hiç kızıp alınmayın.
HAYATIN SAATİ bu iki yılda iyiden iyiye yavaşladı.
Kimileri eskisinden daha hareketli, atılgan/ NEREDEN NE YARATABİLİRİM? / derdindeler…
Anne baba yanına dönüp işlerinden arta kalan zamanlarda toprağı ekip biçmeye başladılar.
Kimisi narenciye bahçeleri yetiştirmeye başladı. Çer-çöpten bile para kazanmaya çalışanlar var.
Diğer yanda durmadan hayatından şikayet edenler, pandemi nedeniyle yavaşlayan hareketsizliğe iyiden iyiye ayak uyduranlar var.
Hareket sadece bedensel değil düşünsel olarak da bizi tamamlar ve sağlıklı kılar. Kafamız çalıştıkça paslanmaz.
Dikkat edin son zamanlarda gençlerde ya da orta yaş grubunda hastalıklar iyiden iyiye arttı.
Az hareket, çok yemek ve çok uyku sonucunda tembel bir kafa,
MİSKİN bir beden buluruz.
Lütfen dikkat!
Sadece bedeninizin değil
KAFANIZIN ÇALIŞMASI da ŞARTTIR…
Bildiklerinizi unutturmayın, yaratıcı zekanızı hep kullanın ki PERFORMANSINIZ düşmesin..
Güzel işler başarmanın keyfini sürün. Her zaman
HAREKET BEREKETTİR…
Güzel gün dileklerimle.
AŞKIMA AŞK GEREKİR
sen giderken
hüznünü bırakıyorsun geriye...
aşkıma aşk gerekir
umut aşktadır...
sevinçlerimi çalma emi
ben hüzünlerimi
geçmişin ırmağına bıraktım
yavaşça...
dinle bak
zaman çınlatıyor kulaklarımızı...
sen
bahçemin iklimine uygun
zeytin ağacımsın benim...
aşkıma aşk gerek adamım
umutlar aşktadır...
Ayşe TURAL
SOĞUKLUK / Komposto / Hoşaf
Ayırdetmeden tüm meyvelere bayılırım. Meyve alırken hep çok tazelerini seçerim, doğal olarak…
Ama dolapta yumuşamaya başlayanları erik, elma, kayısı, zerdali hatta portakal demeden küçük bir kaba koyup biraz da su ve şeker ekleyerek kaynatırım. İndirmeden de birkaç damla limon sıkarım.
Sevenler varsa bir bütün karanfil de atabilirler ya da tarçın…
Soğuyunca da doğru buzdolabına…
Bu sıcak günlerde harika bir içecek…
Hoşaf ya da komposto diyen olur ama biz ona SOĞUKLUK deriz. Biraz koyuca olmuşsa soğuk su ve buz ekleriz…
Son derece sağlıklı ve lezzetli bir içecek olur.
Bol domates ve soğanla pişirdiğiniz bulgur pilavıyla ya da bir tabak makarna ile çok güzel gider.
Afiyet bal şeker olsun…
Ek bilgi:
Soğukluk : ÖZTÜRKÇE
Hoşaf : FARSÇA
Komposto : İTALYANCA kökenlidir.
TÜNEL
Işık yontusunda bir kadın
Köprüde kendini satan
incecik bir kız...
Müşteri beklerken
kitap okuyan kadınlar ülkesi mi?
Kör bastonuyla kaldırımlarda
Sevgi dilenen sözcükler....
Çıldırtan coşkusu nerede sevişmelerin?
Tramvay çın çın ilerliyor
Zamanın tünelinde
Yaşamın tüneline beş kala....
Ayşe TURAL
BUGÜN
ŞİMDİ
İSTİYORUM...
Yüzümde
IŞIYAN gülümseyişimi,
yürekten gelen sesimi
RENKLERE
boyayan
MUTLULUKLAR
istiyorum...
ŞIIR BAHÇEM
özlemlerimin denizi
bahar bahçem
her ne varsa güzelden yana...
portakal çiçeklerim
gecetütenlerim
tüm eski ve yeni düşlerim...
gümüş rengi bir deniz
güneş rengi şaraptır
yaşamak...
karbeyaz bulutların
en güzel duygularımın
eşsiz salıncağı...
yasemin kokulum
mor zambağım
her ne varsa sende
ben ordayım...
Ayşe TURAL
AKLINIZDAN ÇIKARMAYIN
Hani başına ne geldiği değil de senin o gelene gösterdiğin tepkidir, cevaptır yaşamın bütünü, denir ya aynen öyle...
Yaşamdaki her olaya, onu gözde büyütmeden çözülmesi gereken bir problem gibi bakmayı bilmek belki de...
O zaman yollar arıyorsunuz çözmek için düğümü. Matematiksel problemlere dönüştürdünüz mü, çözüm yolları da üretiliyor ardından. Hani iki kere ikinin dört ettiğini bilirsiniz.
Sonucu değiştirmeyi kafanıza koymuşsanız, o zaman sayılardan birini değiştirmeniz gerekir.
Olay ya da durumda taraflardan birinde değişiklik yapmak zorundasınız. Ya siz ya da karşınızdaki...
Deneyin bakalım ama bilin ki gücünüz kendinizi değiştirmeye yetebilir ancak...
EVLER
hem birbirine benzer
hem de hiiiiç benzemez...
rahmetli
evlerin bacalarına takmıştı
bir bildiği vardı elbette...
yoksa durmadan
' Baca tüter, tüter ama nasıl tüter,
onu tüttüren bilir...'
der miydi?
Ayşe TURAL