Dünyamız bu günlere gelene kadar çok evreler geçirmiş . İnsanoğlu çok sıkıntılar ve badirelerden geçmiş .
Tarihin ilk çağlarından beri bilim ve bilim adamları var olmuş . Gelişen değişen ve oluşan dünyamızın bu günlere gelmesinde birinci derecede etkin olmuştur . İlk çağlardan beri dünyada var olan ve o düzenden itibaren gelişerek , yaygınlaşarak , bilim daha sonraki çağlarda dünyaya hakim olmaya başlamıştır .
Bu, dinlerin dünyaya hakim olması ile de devam etmiştir .
Gerek batı ve gerekse doğuda , duraksama görüldü ise de bilim ilerlemesine devam etti .
İlmin sanayi devrimini yakalaması ile de dünyanın çehresi değişti . Umulmadık gelişmeler ve büyümeler sanayi devrimi ile ortaya çıktı , dünya modern bir döneme girdi.
Sanayi devrimini yakalayan ülkeler , kısa bir süre içerisinde dönemin en kalkınmış ülkeleri arasında yerlerini aldılar .
Dünya gelişirken dayandığı sadece bilim değildi . Bilimin sağlamış olduğu deneyim de onunla birlikte ülkelerin kalkınmasında birinci etmen oldu .
Dünyamızın refah seviyesini yükselten , sadece bu iki etmen mi ?
Buna evet demek pek de mümkün olmasa gerek .
Bilimin ve onun sağladığı deneyimin , esas mihenk taşı . Bana göre , planlı yaşama geçişle mümkün olmuş .
Kalkınma ve bunun getirdiği ekonomik refah düzeyini yakalamak , dünyada hiç de kolay olmamıştır.
Sanayi Devrimi ile dünyamız . Acıları çok büyük olan milyonlarca insanın ölümüne ve bir o kadarının da sakat kalmasına neden olan iki büyük dünya savaşı yaşadı .
Sanayileşmiş batılı ülkeler, Pazar bulma konusunda bir birleri ile acımasız rekabet koşullarına girdiler ve akabinde de iki dünya savaşının çıkmasına neden oldular .
Bu iki büyük savaş , kapitalizmin beşiği olan Avrupa’da çıktı .
Avrupa, Balkanlar, Rus coğrafyası en ağır darbeleri alan yerler oldu .
Barış yapıldığı tarihten itibaren , bilim ve deneyimle birlikte planlı bir devlet yapısına , dünyada ilk geçen , o zamanın SSCB şimdiki adı ile Rusya olmuştu .
Devlet çarkı , öngörülen planlarla dönmeye başladı . Müttefikler arasında en çok zarar gören ülkelerden biri SSCB idi .
İkinci Dünya Savaşında yerle bir olan SSCB , planlı devlet yapısına geçtiği için çok kısa zamanda kalkınma planları ile plan hedeflerine vardı . Savaştan 16 yıl sonra dünyada ilk kez SSCB uzaya insanlı uydu gönderdi . Yuri Gagarin o dönemlerin simge isimlerinden biri oldu .
SSCB’nin bu başarıları karşısında planlı kalkınmaya karşı olan ülkeler , ki bunlar batılı kapitalist ülkeler idi . Hepsi planlı kalkınma modelini kendilerine hedef seçtiler .
Değerli okurlar bunları niçin yazdım diye sorgulayabilirsiniz .
Bizim ülkemizin coğrafyası ne kadar ? Daha açıkçası etimiz ne, budumuz ne ?
Nereyi tutuyorsak elimizde kalıyor .
Günü birlik işlerden de vazgeçtik , saatlik , saniyelik işlerle devlet çarkını döndürmeye çalışıyoruz .
Hiç uğraşmayın , döndüremezsiniz . Döndürdüğünüzü zannedersiniz , bir de bakmışsınız ki döndürme kolu yalama olmuş .
Boşuna kol dönmekte . Gidilen yol arpa boyu bile değil .
Öyle görülüyor ki Meclis tatilden çıktıktan sonra sandıklar kurulacak . Bu kaçınılmazdır .
Vatandaşın karşısına kalkınma planlarınızla çıkın .
Bu hayati bir gereksinimdir .