Aşka özlem

“Aşka Özlem” grubunu dinlerken “işte dedim tam bir Kuzey Kıbrıs Gerçeği”.

Aşka Özlem” grubunu dinlerken “işte dedim tam bir Kuzey Kıbrıs Gerçeği”. Kıbrıslı dostlarımdan öğrendiğime göre Türkiye’de benim de arkadaşım olan tanınmış bir müzisyenin tüm sevdiğim parçaları meğerse “made in Aşka Özlem” imiş.

 

Girne’de “Aşka Özlem” Kuzey Kıbrıs’ın ne kadar “muhteşem” bir turizm cenneti olduğunu bir kez daha yaşattı bana. Gündüz güneş ve deniz ve de akşamleyin şarabınızı yudumladığınız keyifli Akdeniz Akşamı.

 

Dün neredeyse Karpaz’ın tamamını gezdim yine.

 

O “insanın bakmaya doyamadığı sahiller, pırıl pırıl deniz ve henüz betonlaşmamış upuzun bir kıyı. Muhteşem!

 

Elbette olumsuzluklar yok değil. Mehmetçik’ten itibaren sanki arkalarından gelen otomobileri cezalandırmak istercesine üçü peş peşe giden 34” İstanbul plakalı kamyonlar ve her türlü nezaket kurallarından nasiplerini alamamış şöförleri ya da Dipkarpaz’da güya asayişi sağlamak için Manastır’da nöbet tutan polislerin orayı bir Türkiye kahvesine çeviren şarklı tavırları üzücü, Kuzey Kıbrıs turizmi için. Daha doğrusu o manastırın oradaki geri kalmış ortaçağ görüntüsüne neden olan pazara ve kilise konutlarını bir gecekondu mahallesine getiren ortama izin veren kafa yapısına şaşırmamak elde değil.

 

Evet tüm bu olumsuzluklara rağmen Kuzey Kıbrıs bir turizm cenneti.

 

Antalya’daki hizmeti aratmayan yeni otellerin boş kalması ise sadece turizmden sorumlu olanların Avrupa’dan turist getirme konusundaki beceriksizliği ya da direk uçuş noksanlığı değil bence.

 

Türkiye’de her olanağını bulduklarında “Kıbrıs Türktür Türk kalacaktır” tarzı nutukları çekmeye meraklı olanlar ya da “Yavru vatan” lafını ağızlarından düşürmeyenler nedense tatile çıktıklarında Kuzey Kıbrıs yerine başka yabancı ülkeleri seçmekteler.

 

Oysa 70 milyonluk bir Türkiye’nin sunacağı turist kapasitesi Kuzey Kıbrıs Turizm’inin şu an içinde bulunduğu zor dönemi aşması için çok önemli. Örneğin Almanya, Fransa ya da Belçika’daki Türkiye kökenli insanlar için Girne, Mağusa ya da Karpaz’da bir otelde olmak Antalya, Bodrum ya da Kuşadası’nda onların deyişi ile “kazık yemekten” çok daha cazip olabilir. Üstelik bu kitle kazanılırsa yanlarında Belçikalı, Hollandalı ya da Alman kayınpederlerini, akrabalarını, komşularını ve iş arkadaşlarını da getirebilir.

 

Ancak bugüne kadar nedense bu kitleye Kuzey Kıbrıs’ta tatil kalitesinin ulaştığı doyurucu seviye bir şekilde anlatılamamış durumda.

 

“Aşka Özlem’in” o güzelim sıcak Akdeniz şarkılarının Kuzey Kıbrıslı’ların eserleri olduğunu kimsenin ne yazıkki bilmediği gibi KKTC’nin o güzelim sahillerinde unutulmayacak bir tatil olanağının olduğu da bilinmemekte.

 

Hem Türkiye’deki hem de Avrupa’daki potansiyel kitleye onların İtalya ya da İspanya’da aradıklarını Girne’de, Mağusa’da ya da Karpaz’da bulabilecekleri ve Bodrum ya da Kuşadası’nda bezdiklerinin henüz burada olmadığının profesyonel bir şekilde aktarılmasında çok fayda var.

Bu haber 593 defa okunmuştur

:

:

:

: