Kıbrıs’ta Türk varlığını , adaya geldikten sonra Rumlar ve Yunanlılar hiçbir zaman içlerine sindirmediler . Bu varlığın adadan nasıl sökülüp atılacağının hesabı kitabı içerisinde olmuşlar ve olmaya devam ediyorlar .
Bu hesap ve kitabın içerisinde yapacakları tek bir hareketin olduğuna karar vererek . Bunu uygulama alanına koymak için düğmeye bastılar .
Buldukları uygulama ise bir ırkın soyundan gelen Kıbrıs Türk Halkını soy kırımdan geçirerek , emellerine kavuşmak ve adanın coğrafyasına hakim olmaktı .
Kıbrıs’taki Türklere karşı ırkçılık faaliyetleri , açıkça 1955 1Nisan’ında EOKA ‘nın faaliyetleri ile başladı .
Birinci hedef İngiliz krallığı . Asıl hedef ise adanın ilk sahibi olan Kıbrıslı Türklerdi .
İngiltere , nasıl olsa adadaki etkinliğini bırakacak, çekip gidecek . Fakat Türkler kalıcı olacak . Esas hedef onlar olmalı .
Hareket tarzları bu olarak yola koyuldular .
Yol . Ada Türkleri soy kırımdan geçirilecek ve bu iş bitecek .
Adada Türk avı başlamıştı . Nerede Türk varsa ve savunmasızsa katledilmekteydi . Katledilenler için hiçbir fark yoktu . Türk olmaları yeterli akçe sayılmıştı .
Ortaklık Cumhuriyetine rıza gösterilmiş . ENOSİSE giden yolda köprü olarak kullanılmıştı .
11 yıl % 3 ‘lük gettolarda insanlık dışı hayat ve muamelelerle bir yaşama mahkum edilmiştik .
Adanın % 97’si yeterli görülmeyerek , 15 Temmuz’da %3 ‘lük coğrafyayla birlikte tüm adanın Yunanistan’a ilhakını sağlayacak darbe harekatına giriştiler .
İşte bu harekat , Bağdat’tan dönecek ve akabinde Kıbrıs Türk Halkını soy kırımdan kurtaracak olan “ Barış Harekatının “ yapılmasını sağlayacaktı .
Kıbrıs Türk Halkının yazgısını değiştiren Barış Harekatı ile Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’deki dengeler değişecek ve Türk varlığı bu coğrafyada ağırlığını hissettirecekti .
50 kusur yıl Federasyon görüşmeleri yapıldı . Kıbrıs ortaklık Cumhuriyeti de fonksiyonel Federasyondu . Kıbrıs Türk Halkının adada eşit siyasi haklara sahip olmasını , ne Rum Halkı ne Yunanistan , ne de bu ikiliye destek çıkan ülkeler benimsemedi ve içlerine sindiremedi .
Birinci Harekat olmuş . BM isteği ile ateş kese gidilmiş ve hemen akabinde 25 Temmuz’da Cenevre’de beşli bir konferans yapılmıştı . Adada iki otonom idarenin varlığı kabul edildi . Konferans 8 Ağustos’a ertelendi . İkinci konferansta Türk tarafı 5 Kantonal Federasyon modelini önerdi . Rum tarafı bu öneriyi anında reddetti . Cenevre’de konferanslar devam ederken bile , adada Rumlar ve Yunanlılar Türkleri ırkçılık adına katletmeye devam ettiler .
Hem yapılan önerinin reddi, hem de adada Türklerin katlinin devamı karşısında Ecevit Hükümeti , 14 Ağustos’ta ikinci harekatı gerçekleştirdi .
Türk önerisi olarak yapılan 5 Kantonal Federasyon teklifini, Rum tarafı reddetmekle . Adanın bölünmesinin kapısını açmış oldu .
İkinci harekatın başlaması ile işgal ettikleri Türk bölgelerindeki Türkleri . Gelişi güzel her türlü aletle öldürmeye başladılar .
Birçok Türk köyündeki Türkler katledildi veya canlı olarak toplu mezarlara gömüldü . Üzerlerine mezar olduğu anlaşılmasın diye buldozerlerle toprak düzeltmesi yapıldı .
Muratağa , Sandallar , Atlılar ve Taşkent’teki tüm Türkleri, çocuk yaşlı demeden katlettiler .
Bütün bunlar , hala daha Rum Yunan ikilisine arka çıkan BM askerlerinin , gözü önünde yapıldı .
İşte yarın, Türk önerilerini reddetmekle adanın ikiye bölünmesini ve KKTC’nin coğrafyasını sağlayan . İkinci Barış Harekatının 47 . yıl dönümü .
Federasyon tekliflerini reddeden hep Rum tarafı olmuştur . Bunun Crant Montana’da da kanıtlanmasına rağmen . Rum tarafı ve bunların hempaları , can simidi gibi Federasyon oyununu devam ettirmek için bu simide sarılmaya çalışmaktadırlar .
Nafile çaba . Can simidi 50 kusur yılda sarıla sarıla delindi . Artık hiçbir işe yaramıyor .