Yüreğinize dokunmak...

Biz sanatçılar, özellikle yazarlar/sözcüklerin kuyumcuları/ büyülü sözcükleri bulup çıkarmakta, onları kullanmakta ustayız gerçekten...

Biz sanatçılar, özellikle yazarlar/sözcüklerin kuyumcuları/ büyülü sözcükleri bulup çıkarmakta, onları kullanmakta ustayız gerçekten...

Doğru seçilmiş sözcükler, okuyucunun beyninde ve yüreğinde daha bir anlam kazanır. Canlanırlar adeta... Sanki ete kemiğe bürünür, daha bir görünür olurlar...

Okuyucu, sizden beklediklerini bulduğu anda, mesajlarınız ona ÖZEL, sadece onun için yazılmış sanısını verdiği anda amacınıza ulaşmış olursunuz...

SEN BANA DOKUNUNCA

uyanır içimin kelebekleri
durmadan kanat çırpar
bahara durur akasyalar
sen bana dokununca...

fırtınaları diner denizlerin
limanına demir atarım usulca
içimin şarkısı başlar
sen bana dokununca...

yıldıza keser gökyüzü
ay utanır saklanır buluta
içim aydınlanır bakışlarından
sen bana dokununca...

Ayşe TURAL

KADINLAR NADİDE ÇİÇEKLERDİR...
ONLARI KIRIP İNCİTMEYİN...

Yandaki masaya bir çift oturuyor. Kadın siyah,uzun bir elbise giymiş, hafif dekolte... Düz kumral saçları omuzlarından aşağı dökülüyor.

Erkek de uzun boylu, fiziği düzgün... Şakaklarında ona yakışan birkaç gümüş tel parlıyor...

Her ikisinin de yüzü mutlulukla pırıl pırıl... Aydınlık... Sevgi dolu...

Selfiler yapılıyor, bakışlar kimseyi görmüyor, canlı müziğe dudaklarıyla eşlik ediyorlar.

Bütün düz cümleler büyülü bu akşam... O an dünyada sadece ikisi var.

Ne güzel bir tablo...

Ansızın bir çiçekçi görünüyor, sepeti gül dolu... Belli ki önceden mizansen hazır... Sürpriz kadın için. Arkasında duruyor çiçekçi. Bekliyor...

Erkek masanın altından kırmızı bir gül çıkarıp uzatıyor kadına... Yüzünü görmelisiniz kadının... MUTLULUK DANS EDİYOR...

Derken çiçekçi başının üstünden gül yaprakları serpiyor. Şaşırıyor kadın... Gül yaprakları saçlarında, tabakta, her yerde...

Ne kadar mutlu.. Gözleri doluyor mutluluktan... Kalkıp erkeğe sarılıyor. Hafifçe dokunuyor dudaklarına. Bir süre sarmaş dolaş kalıyorlar...

Canlı müzik bir AŞK şarkısı çalıyor...

ŞİİR / ATIM

bu gece
gün ağarırken
şiir/atıma bineceğim
Kafdağı'nın ardında beni bekleyen
düşlerime koşacağım
hem de dört nala...

mavi elbisem
uçuşacak mutluluk rüzgarında...
anne
bez bebeğimle kokulu kalemlerimi de ver
belki şiirler yazarım orada...

Ayşe TURAL

BOĞAZIMDAN GEÇMİYOR

Arada bir dışarda bir şeyler atıştırmayı severim... Öğle yemeği için Özel'le eve yakın bir yere gidiyoruz...

Hem sohbet edip hem yerken arkama dönüyorum... Bir çift mavi gözle karşılaşıyorum... Ağlayan bir çift kocaman mavi göz... Siliyor ama tekrar akıveriyor...

On üç on dört yaşlarında bir kız... Ailenin en büyük çocuğu... Kendinden küçük bir kız ve bir erkek kardeşi daha var... Bir de anne... Hepsi mavi gözlü...

Gözyaşlarını gördüm ya! Yediğim boğazımdan aşağı gitmiyor... Diğerleri yiyor onun önü boş... Ağlıyor...

Kendimce bir sürü senaryolar üretiyorum... İkide bir arkama dönüp bakıyorum... Neyse ki annenin arkası dönük... Beni görmüyor...

Dayanamıyorum, kalkıyorum. Özel'e ' Ben konuşmaya gidiyorum.' diyorum...

Bir solukta masalarındayım.
' Afiyet olsun, bu güzel gözlü kız niçin ağlıyor? ' diye soruyorum...

Lefke tarafında yaşayan bir aile... Anne, tatili fırsat sayıp çocuklarını Girne'ye gezmeye getirmiş. Yemeği nerde yesek deyince abla ile erkek kardeş anlaşamamışlar... Anne de ikisinin dediğini de yapmamış başka bir yere getirmiş onları...

Kendimi tanıtıyorum... Anneyi bu kararından dolayı kutluyorum...

Buluğ çağındaki kızımıza sarılıp ' Lütfen yemeğini ye, bak sen ağlarken ben üzüldüm... Bir gün okuluna geleceğim...' diyerek ayrılıyorum...

Şimdi içim rahat... Biz anneler, çocukları ağlarken onlarla ağlayanlardanız...

Ah! Benim yufka yüreğim...

BIRAK AŞK GİTSİN

baharların kışa dönmüşse
üşümelerin yaz ortasında
yediveren gülleri dökülüyorsa ellerinden
bırak aşk gitsin...

cam kırığı hüzünler
kapında nöbetteyse
canıtezim, nar tanem, gözü güzelim
bırak aşk gitsin...

hançerlenmişse yüreğin
derinden derine akıyorsa
kan demeden
bırak aşk gitsin...

gül üstüne gül açmışsa
yabanılın bahçesinde
gözünün ışığına kurban olam
bırak aşk gitsin...

kanadı kırık martılar gibi
dönenip durma engininde
poyrazına yandığım
bırak aşk gitsin...

gözlerin kalakalmasın ardında
bir tas su olup akma
sana kalsın masalın
bırak AŞK gitsin...

Ayşe TURAL

ARAMIZDA KAL (MA) SIN...

Kadın olsun erkek olsun tüm konuşmalar, paylaşımlar tatlıdır.
Dürüst davranıldıkça elbette...

Söz uzadıkça, sıra dedikodulara gelir...Hemen her sohbette asıl konuya kapı açarken kullanılan anahtar cümledir...

ARAMIZDA KAL (MA) SIN...
Eminim tanıdık gelmiştir...

Aslında hep üçüncü kişiler ya da ötekiler için sıkça kullanılır...

Bu sözde her zaman dedikodu/ abartı kokusu almışımdır...

Bilin ki hiçbir şey gizli kalmaz. Paylaştığınız kişi ilk fırsatta ötekine bir şekilde fısıldayacaktır...

Belki de bilinsin istendiği için söyleniyor olabilir mi?

Ne dersiniz?

Bakın bakalım, bugün kaç kişiye ARAMIZDA KALSIN'lı cümleler kurdunuz?

Bence konuşmaya başlamadan önce bir iyice düşünün derim...

AŞK

neredesin ey aşk?
şeytan satamadan
getirsin seni bana
sobeleyemesin bizi ayrılık...

elma dersem çık
armut dersem çıkma...
elma
elma
elmaaaaaa...

Ayşe TURAL / Aşkla oyun oynayabilmeli insan...

ARALIK KAPILAR...

Nedense aralık kapılar bende biraz hüznü çağrıştırır...
Umutla karışık bir hüzün hem de...

Aralık kapılar hep biri gelecekmiş gibi bekler...
Bekler de sanki, beklenen gelmeyecektir...

Dönülmeyen ufuklara gidenlere selam olsun...

Biraz da UMUT adına...
Şayet bekleniyorsanız,
beklendiğinizi biliyorsanız,
o ARALIK KAPIdan içeri girmeyi bir deneyin lütfen...

BUGÜN YÜZÜNÜZ GÜZEL

Bugün
Yüzünüz güzel
Duygularınız da besbelli...

Cıvıl cıvıl gözleriniz
Işıl ışıl gülüşünüz
Bugün yüzünüz
Her zamankinden daha güzel…

Sevgiler sığmıyor yüreğinize
Kucağınızda dostluk çiçekleri
İyilik melekleri omuzlarınızda...

Besbelli güneş
Bulutsuz göklerinizde
Yağmurlara yer yok
İçinizde....

Ayşe TURAL


SINIRLARIMIZ

Görünürde çizgileri olmayan, kendimizin belirlediği bu alanı çok seviyorum ben...

Burası benim ülkem. Ben izin vermedikçe kimse adım atamaz.
Bu sizin için de geçerli bu... Aksi halde HUZUR diye bir şey kalmazdı.

Çevremizde binbir çeşit dost ve arkadaş var. Elbette “ Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.” sözünü de unutmuyoruz...

İlk adımla başlayalım...
İçinizde kimler ayran gönüllü?

Bizde çok kullanılan bir sözdür bu... Hemen heveslenen ama nedense onu elde ettikten sonra bıkıveren insanlar için kullanılır... Kısacası ayrangönüllüler için...

Hayatın her alanında yakalarsınız onları, özellikle de ikili ilişkilerde...

Sizinle tanışmak , size yakın olmak için yapmadıkları kalmaz. Hatta aşklarından ölürler... Biraz zaman geçince onlar için cazibenizi kaybedersiniz/ aşkları saman alevi gibidir.../ arkalarını dönüp giderler...

Aynı şey arkadaşlıkları için de geçerlidir. İşleri düşünce sizden iyisi yoktur. Etrafınızda pervane olurlar... Çıkarları tamamlanınca da arkalarına bile bakmadan toz olurlar... Ta ki yeni bir duruma kadar...

Böylelerini iyi tanıyın ve ilk fırsatta YAŞAM ÇEMBERİNİZin dışına çıkarın...

Sevgiyle ve mutlulukla efendim...

Bu haber 3285 defa okunmuştur

:

:

:

: