Dört Köşeli Üçgen filmi; Salah Birsel’in bin dokuz yüz elli yedi yılında, Ulus Gazetesi’nde tefrika halinde basılan eserinden uyarlanmıştır. Eser bin dokuz yüz altmış yılında kitap olarak yayınlanmıştır.
İki bin on sekiz yılında Mehmet Güreli tarafından yapılan film bir kaç sahne dışında tamamen siyah beyaz görüntülerden oluşuyor. Bu film çok yönlü sanatçı Mehmet Güreli’nin Gölge’den sonraki uzun metrajlı filmi. Filmin senaryosunu Görkem Yeltan ele alıyor. Oyuncu kadrosu belirlenirken tiyatro kökenlilerle çalışmayı tercih eden yönetmen yeni yüzlere de yer veriyor. Oyuncular Mustafa Dinç, Ülkü Duru, İştar Gökseven, Kaan Çakır, Emre Altuğ, Mehmet Esen, Sezgi Mengi, Alper Saldıran, Şencan Güleryüz, Gökçer Genç, Pınar Tuncegil. Mustafa Dinç bu filmde ilk başrol denemesini yapmasına rağmen oldukça başarılı.
Görüntü yönetmenliğini Ahmet Sesigürgil’in yaptığı filmin her karesi bir sanat fotoğrafı tadında. Filmde yalnızca rüya sahnelerinde renkli çekim görüyor seyirci.
Filmin özgün müzikleri Yönetmen Mehmet Güreli’ye ait. Salah Birsel’in eseri deneme-roman arası bir kurguya sahip. Aynı yaklaşım filmde de mevcut.
İronik bir dille sistem eleştirisi yapan film; kara mizah, yabancılaşma, varoluşçuluk, toplum eleştirisi, nihilizm içeren kült bir yapıt.
Filmde kendini gözlemci olarak tanıtan kahraman başlangıçta yirmi dört saat gözlem yaparken zamanla, kırk sekiz, yetmiş iki ve doksan altı saat gözlem yapmaya başlar. Çalıştığı işyerinde çalışanları, sokakta insanları ve evlerin içini gözlemlemeye başlar.
Filmde toplumdaki menfaat ilişkilerini gözler önüne seren sahneler yer alır. Eşiyle yöneticisinin arasındaki ilişkiyi kendi gözleriyle görmesine rağmen asansörcü İsmail, yöneticinin “o benim asistanım” şeklindeki yalanını kendi çıkarı için destekleyerek, Gözlemci’nin kovulmasına göz yumar.
Bir evi gözlerken yakalanan gözlemci, gözlemlediği evin bir memur evi olmasının anlaşılması üzerine serbest bırakılır. “Gözetlenen ev ancak büyüklerden birinin evi olursa suçtur”, diyerek salıverilir. Burada eylemin değil, eylemin kime karşı yapıldığının suçu belirlemesi anlayışı o dönemdeki yasayı uygulayıcıların adalet anlayışını ifade eder.
Filmdeki ilginç diyaloglardan bazıları
-Size bu gözlem yapma hakkını kim verdi?
-Herkesin gözlem yapmaya hakkı vardır. Bu düşünmek konuşmak gibi insan olmanın temelindeki haklardandır.
-İyi ama sizde böyle bir hak varsa karşınızdakinin de gözlem altına girmeme hakkı yok mu?
-Haklısınız. Her insanda gözlem altına almak hakkı yanında bir de gözlem altına girmemek hakkı olmalıdır.
-Görünen adam gözlemlenmeyi göze almış demektir.
Düşündürücü repliklerden bazıları;
“Bir düşünce kendiliğinden ya doğrudur, ya da değildir. Değilse ona başkalarının katılması düşüncelerin doğruluğunu göstermez”.
“Gerçek kendini görmek isteyene yüzünü gösterebilir ancak”
“Bir memurun evi her zaman gözetlenebilir”.
“Herkes gözlemci olsa dünya bambaşka olurdu”.
Filmde görüntü yönetmeninin de bulunduğu bir sahne var. Bu sahne rüya sahnesindeki at arabası sahnesi. Görüntü yönetmeni burada at arabası kullanıyor.
Yönetmen Mehmet Güreli, Salah Birsel’in sinema eleştirileri ve tutkusundan etkileniyor, roman dilini senaryo diline geçirirken Kafkaesk bir yaklaşımı Brechtvari bir yaklaşıma çeviriyor.
Bazı değişiklikler yapıyor kitaptaki unsurlarda yönetmen. Örneğin kitaptaki tütün deposu, filmde şarap deposu olarak işleniyor. Düş sahnesi ise kitapta yer almıyor, filme Mehmet Güreli tarafından ekleniyor.
Filmin fragmanında Gözetmen “Ben bir gözlemciyim. Uluslararası bir gözlemci” diyerek başlıyor”.
“Gözlemcilik ne sadece bir iştir, ne de sadece bir eğlence. İkisini tam bir dengede tutmak gerektir. Sadece dalgaların sesini duymak için dolaşıyorum. Her adımda kaybolan birşeyleri hatırlıyorum. Bazen gelmekte olan bir fırtınayı önceden hissedebiliyorum” diye devam ederek kendini açıklıyor.
Filmde suyun üzerinde yürüme, Pandora’nın Kutusu gibi çağrışımlar var. Kutu içinde taş olmasına rağmen batmıyor. Taşlar döküldükten sonra suyun dibine ulaşıyor.
İtalyan Yeni Gerçekçiliğin en önemli yapı taşlarından biri olan Tutku (Ossessione) filminin afişinin, özellikle aynadan görülmesi, gözlemci ne zaman yatak odasına girse omuz başında bu afişin sahneye dahil olması düşünülmesi gereken noktalardan bazıları.
“Gözlem yapıyorum, o halde varım” diyen kahramanın son yolculuğu da izleyiciye mesaj veriyor. Üzerinde çok düşünülecek bir film Dört Köşeli Üçgen.