Türkiye’nin Efes-2022 tatbikatı Yunanistan’ın yanı sıra Güney’de de büyük tartışma yarattı. TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın yanı sıra 10'u aşkın ülkenin savunma bakanı, genelkurmay başkanı da tatbikatı yerinde izledi.
Efes tatbikatına 2016'da 8, 2018'de 20 ülke katılmıştı. Bu yıl ise 37 ülkeyle Efes 2022 tarihinin en geniş katılımına ulaştı. 9 bin 900 Türk askeri ve 1100 yabancı askerin yer aldığı tatbikatta yer alan “Gerçek mermilerle atış ve adalara çıkarma” görüntüleri, gazetelerde boy boy yayınlandı.
Tatbikat sırasındaki konuşmasında Yunanistan ve onun şımarık çocuğu Rumlara seslenen Erdoğan, 'Bir kez daha Yunanistan'ı gayri askeri statüdeki adaları silahlandırmaktan vazgeçmeye, uluslararası antlaşmalara uygun davranmaya davet ediyoruz. Şaka yapmıyorum, ciddi konuşuyorum. Bu millet kararlıdır, bir şeyi söylerse ardını da takip eder' dedi.
Bu sözler sadece Ege için değil, Doğu Akdeniz için de bir uyarı niteliği taşıyor.
Gerek Yunan, gerekse Rum siyasetçilerin iç politikaya yönelik şımarıklıklarını kaldırmayacak kadar hassas bir dönemdeyiz.
“Ülkelerinin kaynaklarını, enerjilerini asla güçlerinin yetmeyeceği hayallerle heba edenler, tarih önünde bunun hesabını mutlaka verecektir” diyen Erdoğan, aklınızı başınıza toplayın mesajını iki tarafa da net bir şekilde verdi.
Ancak ne Atina ne de Güney ders almışa benzemiyor.
ABD ve Fransa ile askeri anlaşmalar imzalayarak Türkiye'ye kafa tutmaya çalışan Yunanistan provokasyonlarını artırarak devam ediyor.
Rum basınında dün TSK’nın Efes-2022 Tatbikatı ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tatbikat kapsamında yaptığı açıklamalar geniş yer aldı.
Erdoğan’ın sıcak temas hazırlığında olduğunu ileri süren Rum basını, Ankara’nın Yunanistan ve Güney Kıbrıs aleyhine “tehlikeli niyetleri olduğunu” iddia etti.
Türk ordusunun denizden harekât eğitimleri yaptığını, bunun “işgale hazırlık göstergesi olduğunu ve Erdoğan’ın Yunanistan ve Adalar ile ilgili açıklamalarının da bunu desteklediği” öne sürüldü.
Kısaca mesaj yerine ulaştı.
Bir süre hem Atina’nın hem de Güney’in yavaşlayacağı kesin gibi görülüyor. Ancak kavga daha bitmedi. Bu kavgada bizim galip çıkabilmemiz için güçlü bir ekonomi şart.
Türkiye’nin ekonomik olarak sallanmasını fırsat bilip pusuda bekleyenlere inat, 2023 hedefleri artık çok daha büyük önem arz ediyor.
Türk ulusu çok önemli ve tarihi bir kavşağa doğru yaklaşıyor. Bizden söylemesi…