Kıbrıs Türk halkının davasını duyurmak amacıyla, ağırlıkla internet üzerinden lobi faaliyetleri sürdüren birliğin İngiltere Başkanı Kerem Hasan ile Amerika Başkanı Emcet Taş, söz konusu mektup ve sembolik
boydaki kimlik kartını Ban Ki Moon’a iletilmek üzere, dün ara bölgedeki Ledra Palace’ta BM yetkilisine verdi.
İMALI HEDİYE
BM Genel Sekreteri’ne ayrıca, ismine hazırlanan sembolik bir KKTC Kimlik Kartı “hediye ettiklerini” belirtti. Hediyeyi jest olarak nitelendiren, birliğin İngiltere Başkanı Kerem Hasan, Genel Sekreter’den Kıbrıslı Türklerin tecridine son verilmesi ve uzun yıllardır süregelen uluslararası temsiliyet mahrumiyetinin son bulmasını istediklerini belirtti. Hasan sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu tecride dur demek, uluslararası toplumun Kıbrıs Türkü’ne vaadettiği bir görev olmakla beraber, tüm insanlığı kucaklamak ve her halkın egemen iradesine saygı duymakla yükümlü olan BM’nin görevidir.”
ARTIK SEBEP KALMADI
BM Genel Sekreteri’ne gönderilen mektupta, Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların ayrı ayrı referandumlarda kendi geleceğini belirleme haklarını egemence kullandıkları ve adadaki iki yönetimin birleştirilememesi ile sonuçlanan Annan Planı süreci sonrasında Kıbrıslı Türklerin uluslararası temsiliyetten daha fazla mahrum bırakılmaları için hiçbir sebep kalmadığı vurgulandı.
1963 yılından itibaren adada, Kıbrıslı Türk ve Rumları temsil eden ortak bir devlet mekanizması bulunmadığı; o tarihten bu yana Kıbrıslı Türklerin çeşitli oluşumlar altında Kıbrıs Rumlarından bağımsız olarak kendi kendini yönettiği hatırlatılan mektupta, ortak federal veya konfederal bir çatı devletinin oluşturulamaması sonucu Kıbrıs’ta iki ayrı egemen devletin zaman içerisinde kendiliğinden oluştuğu kaydedildi.
TEMEL HAKKIMIZDAN MAHRUMUZ
Buna rağmen, gayrı yasal bir biçimde Kıbrıslı Rumlar tarafından işgal edilen “Kıbrıs Cumhuriyeti” uluslararası toplum tarafından tüm adanın tek temsilcisi olarak tanınırken; Kıbrıslı Türklerin demokratik hukuk devleti KKTC’nin, BM dâhil olmak üzere, uluslararası toplum tarafından kabul görmediğine işaret edilen mektupta, 40 yılı aşkın süredir Kıbrıslı Türklerin, 1948 BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde her halka haiz olan temel insan haklarından mahrum bırakıldığı vurgulandı.