Dipkarpaz’dan buruna kadar olan bölgeye elektrik götürülmesi konusunda yaşanan karışıklık devam ediyor. Çevre örgütleri konuyu yargıya taşımanın yanı sıra eylemlerle bölgeye elektrik götürülmesini protesto ediyor.
Hükümet ise kararlı. Çevreciler prim vermeyen hükümet yetkilileri bölgeye elektrik götürülmesi konusunda taviz vermiyor.
star kıbrıs’a konuşan İskele bölgesi milletvekilleri de hükümetle aynı görüşte. Gerek muhalefet gerekse iktidar partilerinin milletvekilleri, buruna elektrik götürülmesi gerektiğini savunuyor.
BÖLGE MİLLETVEKİLLERİ NE DEDİ?
Önder Sennaroğlu
Tarım Bakanı ve Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) İskele Milletvekili
ENDİŞE EDİLMESİN
Ben bir vatandaş, bir bölge milletvekili olarak Dipkarpaz’dan buruna kadar olan bölgeye elektrik gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda çevre örgütlerinin endişelerini anlayışla karşılıyorum ancak hükümetimiz bölgenin doğal güzelliğini bozacak adım atmaz.
Daha bu elektrik konusu ortaya çıkmadan önce bölgenin doğal güzelliğinin bozulmaması için Karpaz Emirnamesi yayınlanmış ve yürürlüğe girmişti.
Bölgenin birilerine peşkeş çekilip betonlaşacağı gibi bir endişem söz konusu değildir. Çünkü hükümetimiz emirnamelerle bu konuda aldığı tedbir ortadadır.
Bu çağda bir bölgeye elektrik gitmesini engellemenin yanlış olduğunu düşünüyorum.
Hüseyin Avkıran Alanlı
Ulusal Birlik Partisi (UBP) İskele Milletvekili
BÖLGE GELİŞİME KAPATILMASIN
UBP kesinlikle yasakçı zihniyete karşıdır. Bilindiği gibi; CTP, ÖRP’yle yeni hükümeti kurarken ilk icraat olarak Karpaz’a için emirname uygulamasını getirdi, biz parti olarak buna da karşı çıktık. Dipkarpaz’dan buruna kadar olan bölgeye elektrik götürülmemesi düşüncesine de karşıyız.
Bölgeye elektrik götürülmelidir. Orada tesisler var ve elektriğe ihtiyaç duymaktadırlar. Yasak getirerek bölgeyi gelişime kapatamayız.
Elektriğin bölgeye nasıl götürüleceği ise hükümetin sorunudur. Görevleri bunun şeklini ayarlamaktır. Güneş enerjisiyle mi, rüzgar enerjisiyle mi götürülür ya da elektirk hatlarıyla mı götürülür bu hükümetin sorumluluğundadır.
Mustafa Gökmen
Özgürlük ve Reform Partisi (ÖRP) İskele Milletvekili
VATANDAŞ ENERJİ İSTİYOR
Doğayı ve çevreyi koruma devlerin ve devleti yönetenlerin sorumluluğundadır ancak doğayı koruyacağız diye de bölgede yaşayan insanların geçimini zorlaştırmak ve hayat standartlarını düşürmek doğru değildir. Karpaz halkı da çevrecidir ve bu konuda oldukça duyarlıdır.
Karpazlılar bölgeye elektrik götürülmesini istemektedirler. Devleti yönetenler de vatandaşının
İstediğini yapmaz zorundadır.
Enerji kalkınma ve medeniyet demektir. Çevreci arkadaşlarımızın hassasiyetini anlıyorum ancak bölgeye elektrik götürmek orayı beton yığını haline dönüştürmek anlamına gelmez.
Karpaz’a enerji gidince neden orası yapılaşmaya açılacak, neden böyle düşünüyorlar anlamış değilim.
GAZETECİLER: SORUN GÜVENSİZLİK
Dipkarpaz’dan buruna kadar olan bölgeye elektrik götürülmesi konusunda star kıbrıs’a açıklama yapan Kıbrıs Türk basınının etkin kalemleri hükümetin bu icraatını desteklemiyor. Çevrecilerin eylemlerinde ortaya koydukları gerekçelere katılan gazeteciler bölgeye elektrik götürülmesi sonrası buranın betonlaşacağı görüşünde.
Gazeteciler, devlete olan güvensizliğe dikkat çekerek, vatandaşların bu nedenle bölgeye elektrik götürülmesine karşı çıktığını düşünüyor.
GAZETECİLER NE DEDİ?
Mete Tümerkan
star kıbrıs gazetesi yazarı
SİYASETE OLAN GÜVENSİZLİK
Karpaz’a elektrik götürülmesi konusunda yaşanan tartışmalar bize siyasete olan güvensizliği bir kez daha göstermesi açısından önem taşımaktadır.
KKTC de maalesef hukukun ve kuralların siyasetin üzerine çıkması bir türlü gerçekleşmemiştir. Bu nedenle kuralların ve hukukun siyasete engel olamayacağı düşüncesi Karpaz’daki milli parkın siyasi kararlarla popülizm yapılacak diye mahvedilebileceği endişesini en üst noktaya getirdiği için yaşanan gelişmelerden endişe duyulmaktadır.
Esas neden güvensizliktir. Bence önemli olan ülkenin doğal güzelliklerini ve çevreyi korumak ve geliştirmektir. Bunun için de Karpaz’a elektrik götürülmesi bir ihtiyaçtan kaynaklanan doğru bir yaklaşım gibi görünüyor olsa bile daha sonrasında alınabilecek hatalı kararlarla birlikte bölgenin bir taş yığınına dönüştürülebileceği endişesini ben de taşıyorum.
Bu nedenle bu tür kararlarda önce doğayı ve çevreyi gözetmek daha sonra da bölge insanını ve ekonomik ihtiyaçları da dikkate alıp dengeleri gözeterek genel bir mutabakat sağlanmalıdır.
Hasan Hastürer
Kıbrıs gazetesi yazarı
TALAN EDİLMEYEN YER KALMASIN
Karpaz konusunda yükselen toplumsal duyarlılığı anlamamak için ayda yaşamak gerekir.
1974 sonrası, “Nasıl olsa Rum’dan kaldı, yağma et, talat et gitsin” anlayışıyla tüm değerler yağmalandı talan edildi.
Hiç kuşku yok insanın olduğu yerde elektrik olacak. Ancak burada gösterilen hassasiyetin nedeni “medeniyetin göstergelerinden” biri kabul edilen elektrik Karpaz’ın doğal dokusuna yönelik iğfalin başlangıcı olacağıdır.
Hükümet edenlere güven duyulmuyor. Bu dünden bugüne gelip geleceğe uzanan bir güvensizlik zinciridir.
Karpaz, çevre açısından son kaledir... Korunması için sonuna kadar direnç gösterilmelidir. Bugün elektrik gider, yarın betonlaşma başlar... Bunun adı kalkınmaysa eksik olsun böyle kalkınma... Bölge halkı düşünülüyorsa Bafra yöresindeki turistik yatırımlar bölge için yeter de artar bile. Yeter ki iş olanaklarıyla insan kaynaklarımız buluşturulsun...
Reşat Akar
Halkın Sesi Gazetesi Yazarı
GÜNEY’DE GÜNEŞ ENERJİSİ KULLANILIYOR
Kanımca Karpaz konusundaki kıyametin ana nedeni halkın, özellikle de çevre örgütlerinin devlete olan güvensizliğidir.
Elektriğin çevreyi zarar uğratmayacağı konusunda ne kadar taahhüt verilirse verilsin bunun ileride ortadan kalkacağı endişeleri vardır.
Ülkemizin en güzel yerleşim birimleri betonlaşırken, doğal olarak Karpaz’ın yeşil kalmasını, buradaki bitki örtüsünün ve diğer canlıların korunmasını isteyen örgütler endişeli bir şekilde tepkilerini ortaya koymaktadırlar.
Karpaz, başka ülkelerde olduğu gibi doğa turizmi açısından değerlendirilmelidir. Bunun ülkeye ve bölgeye hiçbir zararı yoktur ancak betonlaşarak çok geniş kapasiteli oteller ve turizm çeşitleriyle yeni bir Karpaz yaratma fikri varsa bunun çok yanlış olacağını düşünmekteyim.
Güneş enerjisinden yararlanmak daha doğru olur inancındayım. İsteyenler çok rahatlıkla araştırıp, Güney Kıbrıs’taki elektrik kurumuna ait yönetim binasının güneş enerjisiyle aydınlatıldığını da görebilir ve bu ileri teknolojiden yararlanabilir.
Tayfun Çağra
Yenidüzen Gazetesi Yazarı
YAASALAR BÖLGEYİ KORUYAMAZ
Dipkarpaz’dan buruna kadar olan bölgeye elektrik gitmelidir ancak bu alternatif enerjiyle yapılmalıdır.
Ülkemizde bol güneş vardır, güneş enerjisiyle çalışan bir sistemle bölgeye elektrik götürülebilir.
Bölgeye elektrik eğer kablolarla giderse bölge Girne gibi olabilir ki bu endişe edilecek bir durumdur.
Hükümet bölgenin yasalarla korunacağını söylüyor ancak ülkemizde yasaların ne kadar çalıştırılabildiği de ortada. Şu bir gerçek ki; yasalar o bölgeyi koruyamaz.
Bölgedeki arazilerin el değiştirdiği yabancı ve Türkiyeli kişilerin buralardan arsalar aldıkları biliniyor. Buraya elektrik götürülmesi sonrası doğal olarak bu kişiler yatırım yapmak isteyeceklerdir.
Ancak eğer bölge alternatif enerjiyle elektriğe kavuşursa bunlar yaşanmayacaktır.
Karpazın kalkınması eko turizmle olabilir.