İyisi ile tatlısı ile insan hayatında bir çok yaşanmış gün var .
Bunlar arasında iyi ve güzel günler hatıralardan çıkmıyor .
Hatıralardan çıkmayan gün çeşitlerinden biri de kötü günlerdir .
Hiç kimse hayatında bunları yaşamadan ömür tüketmez . Muhakkak bu günleri yaşayarak dünyadan göç etmektedir .
Hayallerin gerçekleştiği günler güzel günler . Gerçekleşemediği günler için moral çöküntüsü yaratan , iyi ve güzelin karşıtı olan kötü günlerle karşılaşırız .
Bizim neslin hayatındaki kötü günler , iyi günlere daha ağır basmaktadır .
Terazinin üst kabını teşkil etmektedir .
1931 isyanı ile başlayan Enosis hareketi , ikinci dünya savaşı ile buz dolabına konularak zaman ve zemin beklenmişti.
Kötü günlerden biri de 1953 depremi oldu .
Baf Kasabasında , taş taş üstüne bina kalmamıştı .
Arkasından EOKA terör Örgütünün saçtığı ölüm dolu günler .
Ardından ENOSİS kamuflajlı “Ortaklık Cumhuriyeti .“ Üç yıla yakın iyi ve temkinli günler .
Üç yılın sonunda Türk halkını top yekun ortadan kaldıracak soykırım hareketinin getirdiği acı ve kötü günler .
Bu acı ve kötü günlerden , tüm Kıbrıs Türk Halkı nasibini alacak da Baf Türk Halkını bunu yaratanlar , es mi geçecekti .
Buna ihtimal vermek bile eşyanın tabiatına aykırı .
Elbet Baf Türkü de bundan nasibini alacaktı .
Ve aldı da .
Değerli okurlar .
Baf Türk halkı için nasiplendirilen ve unutulmayacak kötü günlerden biri .
9 Mart 1964 idi .
Orantısız bir biçimde donatılmış Yunan Askerleri ile yerli çapulcuların , Akritas Planını uygulamak için saldırı planlarına Baf Türkünü de dahil ederek . Amaçlarına ermek için , her türlü silah ile Türk semtine çullandılar .
60’ lık havan , roketatarlar ve geri tepmez toplarla , Türk semtine sabahın altısından başlayarak mermi yağdırmaya başladılar .
On binin üzerinde bir askeri güçle Türk mevzilerini zorlayarak . Türk semtini ele geçirmek için saldırı üstüne saldırı düzenlediler .
Daha mücahit ordusu oluşmamış . TMT mensupları illegalden legal durumuna getirilmiş . İkinci Dünya Savaşına katılan eli silah tutanlar mevzilere koşmuştu .
Çanaklardan çıkarılan silahlar , servisten geçirilerek , kullanılacak hale getirilmiş , silah kullanabilenlere verilmişti .
Eldeki silahlar çok mahduttu .
Türk semtindeki avcıların ruhsatlı av silahları da takviye olarak , savunmaya dahil edilmiş . Türk savunması güçlendirilmeye çalışılmıştı .
Fakat bunlar , saldıran gücün karşısında çok yetersiz kalıyordu .
Rumlar , buldozerleri zırhla kaplayıp , Türk semtinin tüm girişlerini zorlayarak saldırılarını tüm şiddeti ile sürdürüyorlardı .
Mücahitlerin elinde , tüm olanaksızlıklara rağmen yapılan zırhlı buldozer işe pek yaramadı . Nedeni de , onu koruyacak roketatar Türk mücahitlerinde yoktu .
Saldırılarda , Türk semtine atılan mermilerin çıkarmış olduğu kara dumanlar , gök yüzünü kaplamış , gök yüzü görünmeyecek bir hal almıştı .
Öğleye doğru , Rum ve Yunan sürüleri , ateş kes yaptı . İki halk arasında sözde barış görevini yapan İngilizlerden oluşan bir üst düzey heyeti , görüşmeler yapmak için Türk semtine geçtiler . Rumların isteklerini ilettiler .
Rumların istekleri “ kayıtsız şartsız teslimdi . “
Liderlik bunu kabul etmedi .
İngiliz askeri heyetinin içinde bulunan bir üst rütbeli subay , İkinci Dünya savaşına katıldığını belirterek .
“Manzaranın , Müttefik ordularının Almanya’yı bombardıman yaptıkları manzara ile ayni olduğunu . Karşıdaki gücün çok büyük bir güç olduğunu . Tekliflerinin kabul edilmesinden başka bir çarenin olmadığını “ söyledi .
Teklif kabul edilmedi .
Saldırı daha da şiddetlendi .
Mücahitler , arslanlar gibi savunmaya devam ediyor . Baf Türkünün can ve namusunu korumak için canla başla uğraş veriyordu .
Bu defa Yunan ve Rum çapulcular , mevzileri bombalamaktan vazgeçerek . Sivil halkın yoğun olduğu mahallere , top , havan ve roketatarlarla mermiler yağdırıyorlardı .
Sivil halk hedef alınmış , zaiyat sivil halkta başlamıştı .
Bir çok mevzide mermi ve mühimmat tükeniyor , takviye yapacak olanak olmadığı için , mücahitler çaresiz kalıyordu .
İşte bu mevzilerden biri olan Mavrali mevzisindeki mücahitler ve o bölgede oturanlar . Rum çapulcuları tarafından esir alındılar .
Hepsi de vahşice kesici ve delici aletlerle canlı canlı katledildiler .
Yarın , Baf direnişinin 59‘ uncu yıl dönümü .
Tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi , saygıyla , minnetle ve özlemle anıyorum .
Hayatta olanlara , sağlıklı yaşamlar diliyorum .
Onların canı ve kanı devletin oluşması için temel oluşturdu .
Kıymetini bilelim .