O yumruk aklımızı başımıza getirmeli!

BM askerleri, önceden bildirilerek, Lefkoşa’da Burhan Tan Sokak üzerinde temizlik çalışması yapmak isteyen Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı askerlere saldırdı.

BM askerleri, önceden bildirilerek, Lefkoşa’da Burhan Tan Sokak üzerinde temizlik çalışması yapmak isteyen Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı askerlere saldırdı.
Saldırı sonucunda BM askeri, Güvenlik Kuvvetleri’ne bağlı askere yumruk atarak darp ettiği öğrenildi.
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da skandalı doğruladı. Ertuğruloğlu’nun 'Gereken cevabı vereceğiz, yanlarına kalmayacak' dediği olay, akıl alır gibi değil.
Siz kimin yurdunda kime yumruk atıyorsunuz ? Bu ne hazımsızlık? Bu neyin kini, neyin öfkesi?
Adına Barış Gücü denen ama Rumların muhafızlığına dönen BM askerinin adadaki varlığı artık tartışmaya açılmalıdır.
BM Barış Gücü, BM Güvenlik Konseyi tarafından alınan meşhur 186 numaralı karar uyarınca 4 Mart 1964 tarihinden bu yana Kıbrıs’ta ‘geçici’ olarak görev yapıyor.
59 yıllık geçici görev mi olur?
BM Barış Gücünün görev süresinin uzatılması ile ilgili olarak bugüne kadar yüzü aşkın Kıbrıs raporu yayınladı.
Yayınlanan raporlar ne yazık ki hep tarafsızlıktan uzak ve Rumların çıkarlarına hizmet etti.
Rum Yönetimi 21 Aralık 1963’ten bu yana Kıbrıs Türklerini kendi statülerine eşit bir resmiyet kazanmasın düşüncesiyle irtibat birimi ya da diğer bir ifade ide postacı gibi kullanmıştır.
Peki, BM Barış Gücü Kıbrıs’a neden ve hangi misyon ile gönderilmişti? Esas konuşulup tartışılması gereken konu budur.
BM Barış Gücü, ortak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rumlar tarafından silah zoru ile gasp edilerek üniter Rum devleti haline gelmesini önleyebildi mi? Hayır!
BM Barış Gücü, Kıbrıs Türklerinin soykırım girişimlerine maruz kalmasını, köylerimizin, kasabalarımızın ve şehirlerimizin Rumlar tarafından gasp edilip yağmalanıp yakılıp yıkılmasını engelleyebildi mi? Hayır!
BM Barış Gücü, 1964 ile 1974 yılları arasındaki 11 yıllık süreçte Kıbrıs Türklerine ait 103 köy yağmalanırken, Ada genelinde yaklaşık 95 ibadet yeri yıkılarak yerle bir edilirken bu konuda ne yaptı?
BM Barış Gücü’nün varlığı 1963-1974 yılları arasında yaşanan şiddeti engelleyebildi mi? Hayır.
15 Temmuz Faşist Yunan darbesinin Kıbrıs’a etkilerini engelleyebildi mi? Hayır!
Sonuç itibarı ile BM Barış Gücü’nün Kıbrıs misyonu, Rumlar Kıbrıs Türklerini direk muhatap almasınlar diye postacılık yapmak mıdır?
BM Barış Gücü’nün Ada’daki varlığı ile yokluğunun Kıbrıs Türkleri açısından hiçbir farkı yoktur!
Ada’daki mevcut statükonun ortadan kalkabilmesi için BM Barış Gücü’nün görev süresi uzatılmayarak sonlandırılmalıdır.
Son yaşanan Pile yolu krizi de net olarak göstermiştir. BM Barış Gücü sorun çözen değil, sorun yaratan bir unsur haline gelmiştir. Bizden söylemesi…
Bu haber 2795 defa okunmuştur

:

:

:

: