Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın Gazze’deki saldırılarda İsrail ile ilgil sarfettiği sözleri ülkemizdeki durumla mükayese edenler utanmalıdır. Ne demişti Sayın Hakan Fidan “Birisinin toprağını işgal ediyorsunuz. Evine el koyuyorsunuz, dışarı atıyorsunuz, birini getirip oraya koyuyorsunuz, ‘yerleşimci’ diyorsunuz. Bunun adı hırsızlıktır” Ülkemizdeki marjinal kesim bu beyanı, Türkiye’nin 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile Türk askerinin ülkemizde bulunmasının aynı olduğu gafleti içerisine gazetelerde konuyu manşetlere taşımışlardır.

Şimdi 27 Ekimde Cuma günü, Ana muhalefet partisinin CTP’nin sokağa ineceği ve halkı bu yürüyüşe davetleri vardır. Buyursunlar yürüsünler. Maksatları, halkın CTP muhalefet yapamıyorlar sorusuna, işte sokaktayız kim demiş biz muhalefet yapıyoruz diyebilmektir.

Hayat her zaman güllük gülistanlık olmaz. Yaşamın içinde çareler tükenmez ancak devamlı sorun yaratan konuşmaları ile halk üzerinde toksik zehirlenme yaratanlar vardır. Bu kişilerin halka enjekte ettiği zehirli konuşmaları, bir gün gelip kendilerin zehirleyecek ama farkında değiller. Bu gibiler dünyada halen yaşanan savaşı es geçip, nerdeyse halimize bin şükür demeyi unutmuşlardır. Geçmiş yılların bu kadar, geçen her gününde, yaşanmış tarihi mücadele ve bu günün ülkemizde varlığı yatsınamaz olan barışın sağlanması ve 1974 Mutlu barış harekatı sayesinde savaş olmadan yaşandığını da unutturmaya çalışıyorlar. Bilmedikleri tek şey, o günlere geri dönüşü kimsenin istemediğidir.

Ekim ayı birçok etkinliği günlerinde muhafaza ederken en önemli tarih ise 29 Ekim Cumhuriyet Bayramıdır.
2023 yılında 100. Yüzyılı kutlanacak olan 29 Ekim için Türkiye Büyükelçisi Sayın Metin Feyzioğlu’nun bir röportajında ifadelendirdiği ve “100 sene önce Türkiye’de Cumhuriyet kuruluyor, burası İngiliz yönetiminde ve Kıbrıs Türkü idam edilmeyi göze alarak, varıyla yoğuyla, tüm gücüyle Anadolu’ya yardıma koşuyor. Sadece tarihe bak, sen Kıbrıs Türkü’ne boyun eğdiremeyeceğini anlarsın…
Elbette Kıbrıs Türkünün milli mücadelesinde de Türkiye yanında. Bugün bizim kardeşlik hukuku dediğimiz, bu kökü binlerce yıl geriye giden Türk milletinin var olduğu güne kadar giden hukuk işte bu.
Dolayısıyla bizim cumhuriyetinizin 100 yılıyla Kıbrıs Türkü’nün o yüz yılında hiçbir kopukluk yoktur gönülde. 1974 öncesinde gönüller birdir. 1974 sonrasında da bütün gücüyle Türkiye ve Kıbrıs Türkü yan yandır. Şimdi de Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılı olan, Türkiye’nin yüzyılı olarak ortaya koyduğumuz davamızda, iddiamızda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve KKTC birliktedir.”
Evet konunun anlamlı özeti budur ve unutulmaması gereken geçmiş bir mücadelenin bu güne taşıdığı barıştır. Akdeniz’in sularının ısındığı bu günlerde Türkiye’nin garantörlüğünde ve güvencesindeyiz. Zaman iç barışı bozması muhtemel eylemlerden kaçınma zamanıdır. Zaman birlik zamanıdır. Siyasi ekonomik ve sosyal yönden içinden geçmekte olduğumuz bu süreçte bu günlere, söz mü?
“Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez. - Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözü ile ve
“Birlikten kuvvet doğar.' diyerek
Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde, şehitlerimize ve gazilerimize duyduğumuz minnet ve şükran duyguları ile Türkiye Cumhuriyetininin 100. Yılı Kutlu Olsun…