Türkiye, Cumhuriyet’in 100’üncü yılı görkemli törenlerle kutladı. İnsanlar sokakta sel gibi akarak kutlamalara katılırken, İstanbul Boğazı’ndaki gösteri sadece Türkiye’nin değil Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dahil bütün Türk dünyasının tüylerini diken diken etti.
Bu gurur elbette hepimizin.
100’üncü yıl kutlamaları sadece basit birer kutlama değil, Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gibi dost ülkelere güven, Türkiye’nin kuyusunu kazmaya çalışan ülkelere de adeta mesaj niteliğindeydi.
İstanbul Boğazı tarihinde görmemiş bir askeri geçide sahne oldu.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en büyük savaş gemisi yerli ve milli üretim TCG Anadolu ve beraberindeki 100 gemi İstanbul Boğazı’ndan geçerken, savaş uçakları göklere Türkün imzasını atıyordu.
1923’te tam bağımsız Türkiye sloganıyla ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları tarafından kurulan Cumhuriyeti, yeni bir yüzyıla Cumhurbaşkanı Erdoğan işaret fişeğiyle giriyor.
Nedir o fişek? Elbette Türkiye Yüzyılı…
Peki Türkiye Yüzyılı nasıl inşa edilecek?
Bunun için Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de ve Orta Doğu’da söz sahibi olması gerek. Bu söz de ancak kalkınmış, askeri ve siyasi her alanda kendi kendine yetebilen bir Türkiye ile olabilir.
Türkiye güçlü olmak zorundadır. Türkiye’nin güçlü olmasına İsrail vahşeti altında inim inim inleyen mazlum Filstin halkının da, Rumların tehdidi altında Kıbrıs adasında ayakta durmaya çalışan biz Kıbrıslı Türklerin de, Azerbaycan’dan Orta Asya’ya bütün Türk dünyasının da ihtiyacı vardır.
Amerika’nın savaş gemilerini Gazze açıklarına gönderdiği bir dönemde Türkiye’nin dün yaptığı gövde gösterisi, kendi silahlarını, savaş gemilerini, İHA ve SİHA’larını üreten bir ülkenin dünyaya meydan okumasıdır.
Bu coğrafyada kimse 85 milyonluk Türkiye’yi hesaba katmadan yaprak bile kımıldatamaz. Bu gerçeği elbette herkes farkındadır. Ancak öyle kolay kolay kabul etmek istemedikleri de ortadadır.
Batılı devletlerin başta Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’da güçlü bir Türkiye istemedikleri açıktır.
“Türkiye Yüzyılı” parolasıyla cumhuriyetin ikinci yüzyılına adım atarken tüm bu gerçeklerin farkına varmalıyız…
Türkiye Yüzyılı elbette Kıbrıslı Türkler için de hayati önemdedir. Bu yüzyılı güçlü temellerle inşa edebilirsek Kıbrıs Türkünü ve devletini bu topraklardan atmaya da kimsenin gücü yetmeyecektir. Bizden söylemesi…