Haftalar öncesinden sokağa ineceğiz diye veryansın etmeye başladılar. Sokaklara döküleceklerdi, ne oldu?
Haberlere baktığımızda yüzlerce kişi katıldığını okuduk, izledik.
Yürüyüşe katılanlar nerdeyse organize edenlerin sayısı kadardı. Canlı yayınlardan Cuma akşamı bahse konu yürüyüşü izledik. Sayın Tufan Erhürman’nın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın Mustafa Akıncı ile yürümüş olduğu sokaklar, dün gibi anılarda, lakin dün gece yanında yoktu, bu sefer de Sayın Serdar Denktaş yanında yürüdü. “Ben CTP’li değilim” demeyi de ihmal etmemiş olan Sayın Serdar Denktaş, memleket meselelerinde kendilerine göre sorunlara karşı duyarlılığını ifade eder gibi bir davranış sergilemiştir. Kendi varlığını göstermiş ve siyasetten uzaklaşmadığı imajını vermiştir.
Yürüyüşe katılan sendikaların isimlerini çıkan haberlerde saydığımda, sayıları yanılmıyorsam 8 kadardı; birde temsilcileri diyorlar. Her ay aidatları aldıkları üyelerden ise sokakta eser yok!
Ne demiş konuşmasında Sayın Erhürman;
“Hazırlıklı olsunlar, bundan sonrası gelecek. Bizi yok sayanlar, bizi yok etmeye çalışan bu yönetsel zihniyet bilecek ki bu yolu birlikte yürüyeceğiz ve bu yolun sonunda bu zihniyet gidecek. Hep birlikte geleceğiz, bu ülkeyi güzel günler için hep birlikte yöneteceğiz. Bu, ne CTP ne de CTP’li meselesidir. Bu mesele, memleket meselesidir, Kıbrıs Türk halkının varoluş meselesidir.”
Peki hep birlikte geleceğiz derken sormazlar mı? Hangi zihniyeti bitirecekler? 'Niye UBP ile koalisyon hükümeti kurmaktan kaçındınız? ' diye. 'Meclis aritmetiğine saygı göstermediniz' diye. Mazeretiniz; 'halk bize muhalefet görevi verdi' dediniz de dediniz… Kendi dış politika rotalarını AKEL ile yaptıkları toplantılarda belirleyenler olarak hükümete girmekten ziyade dışarıdan gazel okumayı tercih ettiniz.
2004 Annan planı evetçilerinin, İnönü meydanındaki seksen binleri bir daha göremezsiniz çünkü referandum sonrası antlaşma için son ümitlerinizin de o gün bittiği, geçen bunca yılda “fersah fersah” halkımızca görülmüştür. KKTC’de Barış mevcuttur. Antlaşma için Güney Kıbrıs siyasetinin Kliseye karşı gelemediğini ve Kıbrıslı Türkleri yok saydıkları gerçeği açıktır. Sokakta oluşan kanaat, varsınlar, sokağa insinler ancak, boşuna zahmet de etmesinler, muhalefetin icraatan kaçtığı günlerin suçunu başkalarına yüklemesinlerdir. Yürüyüşe bağımsız iki kadın milletvekili de katılmış ve yine basına yansıyan şekli ile CTP Genel Başkanı ile birlikte sosyal medya paylaşımları olmuş, CTP ‘den aday mı olacaklar sorusu oluşmuş. Buyursunlar zamanı gelince aday olsunlar ancak sokağın şimdi erken seçim istemediğini de sakın unutmasınlar.
Muhalefet KKTC meclisinde ve özellikle kürsüde kendilerinde mevcut tansiyon yüksekliğini acaba nasıl düşürürüm diye derman arayacaklarına iktidar milletvekili/bakanlarına yüklenmek istemektedirler. Sayın Tufan Erhürman’ı bu kadar sinirlendiren olaylar zinciri acaba yine partisi içindeki eskiler, yeniler mi diye de konuşmalar olduğunu bilsinler, esasında Tufan hocaya sakinlik yakışıyor, kendine yakışanı yapmalıdır.
KKTC gündemi en yoğun dönemine giriyor. 2024 Mali Yılı Bütçe yasa tasarısının
Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesinde görüşülmesine başlanacaktır. Ekim ayı bitmiştir.
Kasım ayı ile birlikte eskilerin bir lafı vardır ay kapının arkasındadır derlerdi işte tam da o zamandayız.
Bu güne söz mü? “Sokaklar, insanların hikayelerini anlatan sessiz şahitlerdir” deyip izlemeye devam edeceğiz…