Cumhuriyet Meclisi ne yazık ki dün utandıran görüntülere sahne oldu. Bir ana muhalefet milletvekili ülkenin bakanına kağıt fırlatıyor, ülkenin bakanı sinirlerine hakim olamayıp ona aynı şekilde karşılık veriyordu.
Cumhuriyet Meclisi ne yazık ki dün utandıran görüntülere sahne oldu. Bir ana muhalefet milletvekili ülkenin bakanına kağıt fırlatıyor, ülkenin bakanı sinirlerine hakim olamayıp ona aynı şekilde karşılık veriyordu.
Meclis Başkanı’na ağza alınmayacak hakaretler ediliyor, herkes hakaret yarışında birbirine demedik laf bırakmıyordu…
Bu meclis kimin meclisi? Meclis’te yapılan o hakaretler aslında o siyasetçiye değil, o siyasetçiyi meclise gönderen halka yapılmıştır…
Hiçbir milletvekili Meclis’te yaşanan böylesi bin curcunaya alet olamaz, olmamalı…
Meclis bir devletin kalbidir. Bu halk yetki verdiği milletvekillerinin Meclis’te sorunlarına çare bulmasını bekliyor.
Milletin sorunları ve çözüm önerileri tartışılırken de vatandaşın asgari bir seviye ve ciddiyet beklemeye hakkı var.
Meclis dün yaşananlardan ders çıkarmalı.
Halk Genel Kurul oturumunda sorunlarına samimi bir şekilde çare arayan milletvekilleri görmek istiyor.
Öyle görünüyor ki muhalefeti sokağa taşıyan ana muhalefet, yeni dönemde Meclis’in içinde de siyasi tansiyonu yükseltme niyetinde.
Peki halkın Meclis’ten beklentisi nedir?
Her alanda yaşanan onca sorun vatandaşın hayatını bu cennet adada adeta cehenneme çevirirken, neler yapılmalıdır?
Gerek Meclis içinde gerek Meclis dışında yapılan muhalefeti gören vatandaş ne hissediyor?
Açık söyleyelim. Sorunların çözüleceğine yönelik inanç giderek zayıflıyor.
Hükümetin işi zor. Çünkü sorunların çözülmesi için gerekli toplumsal motivasyonu, Başbakan Ünal Üstel başkanlığındaki hükümetin yaratması gerekiyor.
Hem iktidarın, hem de muhalefetin bu Meclis’in saygınlığına gölge düşürecek davranışlardan kaçınması gerekiyor.
Daha doğrusu devletimizin vücut bulmuş hali olan bu yüce Meclis’in utandırılmaması gerekiyor.
Çünkü eninde sonunda sorunlara çözüm bulunacak adres sokaklar değil, Meclis’tir…
Meclis’in değersizleştiren bir siyaset kendini de inkar eder.
Elbette günü geldiğinde bu Meclis de yapılacak seçimle yenilenecektir.
Bugün bu Meclis’e değer vermeyen, o gün seçilecek yeni Meclis’in nasıl başının üstünde taşır?
İyisiyle kötüsüyle bu Meclis bizim Meclisimizdir. Biz seçtik, bu vekillere biz o sandalyeleri verdik.
Meclis’in itibarını yerden yere vurmak demokrasiyle inanmamaktır. Bizden söylemesi…