Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer dün yaptığı açıklamada yıllarca bina güçlendirme çalışmalarının öncelik hale getirilemediğini belirterek, “Depreme karşı bugüne kadar hiçbir çalışma yapılmamıştı” dedi.
Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer dün yaptığı açıklamada yıllarca bina güçlendirme çalışmalarının öncelik hale getirilemediğini belirterek, “Depreme karşı bugüne kadar hiçbir çalışma yapılmamıştı” dedi.
Deprem sonrası oluşan hassasiyetle birlikte okullarda yürütülen bina güçlendirme çalışmalarına da değinen Gürcafer, “6 ayda okulların çok büyük bir bölümünü kurtarmış olacağız” ifadelerini kullandı.
İyi hoş da yeterli mi?
Okullar güçlendirilecek, kamu binaları güçlendirilecek… Peki diğer binaların durumu ne olacak? Bu konuda neden susuluyor?
Bu depremin gündüz olacağına garanti mi veriliyor? Ya gece olursa, bizi evlerimizde yakalarsa ne olacak?
Bu bağlamda bizim de “en iyi tedavi tedbirdir” sözünü ilke edinerek, ülkemizdeki yapı stoğunu gözden geçirmemiz gerekmez mi?
Her ne kadar yasal olarak uygulamada olan son derece gelişmiş deprem yönetmeliğine uygun binalar yapıldığı iddia edilse de denetim mekanizmasının ülkedeki zayıflığı içimize ciddi şüpheler düşürüyor.
İskele sahilinde o yüksek katlı binaları yaparken kanalizasyon ve arıtmayı ihmal edenler acaba yasa ve mevzuatlara uygun bir şekilde o binaları yaptı mı?
Amacımız kimseyi suçlamak değil. Ama bu konuda denetim yetkisinin belediyelerde olduğu biliniyor.
Peki belediyelerin bu binaları denetleyecek kadar yeterli personeli var mı?
Türkiye’de yaşanan son deprem felaketinde yeni yapılan binaların dahi kağıttan karton gibi çöktüğü dikkate alınırsa, bu soruların yanıtı hayati önem taşıyor.
Anavatanda yaşanan felakette biz de çocuklarımızı kaybettik. Bir daha yaşanmasın diye bu acının hepimize vereceği dersler olmalı.
Son yıllarda yüksek katlı binalarla gündeme gelen Long Beach sahili, depreme karşı yumuşak karnımızı temsil ediyor.
Neden diye soracak olursanız, ülkede depreme karşı yapılan zemin etüdlerine göre taşıma kapasitesi en düşük yer Long Beach sahili…
Üstelik bu 2015’te yapılan ülkesel fiziki planda da açıkça belirtilmiş…
Zeminin adeta bataklık gibi olduğu bu bölgede yüksek katlı bina yapılamaz mı? Elbette yapılır.
Ancak uzmanlar bu bölgede sert zemine ulaşmak için temelde 40 metrelik kazıklar çakılması gerektiğine dikkat çekiyor.
Umut ediyoruz ki buradaki inşaat şirketleri, Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nden aldıkları vizenin gereğine uygun olarak bu binaları inşa ettiler.
Ancak şu anda bu binalarda oturanların içlerini rahat ettirecek bir açıklama neden yapmıyorlar?
İlgili müteahhitler, “işte aldığım vize, işte inşaat mühendisinin çizdiği proje, işte projeyi uygulayan taşeron firmanın yaptığı iş karşılığı bana çıkardığı fatura” diye belgeleri neden kamuoyunun önüne sermiyor? Bu şekilde bir sıkıntı olduğunda o bina ile ilgili sorumluya da ulaşmaz mıyız?
Bu yapılmadıkça insanların içini bir şüphe kemirmeye başlıyor… Acaba oturduğum bina sağlam mı?.. Projede ortaya konan temel atıldı mı?..
Tüm bu soruların yanıtı şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşmalı.
Bizden söylemesi…