Maliye Bakanı Özdemir Berova, Ocak ayında kamu maaşlarına yüzde 48.5 buçuk oranında hayat pahalılığı uygulanacağını açıkladı.
Hayat pahalılığının kamu çalışanı maaşlarına yılda üç kere uygulanabilmesi için bütçedeki çalışmaları tamamladıklarını belirten Berova, “Maaşlara yaptığımız projeksiyona göre 4 aylık periyotlarda yaklaşık yüzde 20 oranında hayat pahalılığı artışı yansıyacak” açıklamasında bulundu.
Kamuda işler iyi hoş da özel sektör ne yapacak?
Bu maaş artışları özel sektörde de uygulanırsa, istihdam nasıl korunacak?
Devlet vergi topluyor, maaşları ödüyor. Peki işyeri sahibi gittikçe durgunlaşan ekonomide bu maaşları nasıl ödeyecek?
Türkiye’nin ortaya koyduğu orta vadeli programa göre Doların yıllık ortalama değerinin 2024 yılında 36,8 TL'ye, 2025'te 43,9 TL'ye ve 2026'da 47,8 TL'ye yükseleceği öngörülüyor.
Bizim ülkemizde ekonominin genel gidişatı dövizdeki bu yükselişe bağlı değil mi?
Üretim maliyetlerini belirleyen en temel unsur, dövize bağlı mal alım bedellerindeki artış ve maaşlar.
Elbette üretimde enerji maliyetleri de fiyatların belirlenmesine önemli bir rol oynuyor.
Daha önce de defalarca uyardık.
Hükümetlerin görevi asgari ücreti artırmaktan çok, hayatı ucuzlatmak olmalı.
Aksi halde ekonomiyi, Wage inflation yani ücret enflasyonuna teslim ederiz. Şu an geldiğimiz nokta tam da budur.
Ekonominin en temel kanunu artık kabul etmemiz gerekiyor.
Bir ülkeyi saran, toplumsal yaşamı alt üst eden en büyük kanser, enflasyondur.
Bunu en önemli sebeplerinden biri de “wage inflation” yani maaş enflasyonudur. Buna domino etkisi de diyebiliriz. Maaşların artmasıyla birlikte enflasyon da artıyor. Enflasyon arttıkça maaşlar da artıyor. Kısaca tam bir kısır döngü yaşanıyor.
Oysa halkın en büyük şikayeti hayat pahalılığıdır.
Ancak şu an izlenen politika bu hayat pahalılığını engelleyemez.
Bizden söylemesi…