Fransa basını, Güney Kıbrıs’ın, tanksavar füzesiyle donanmış on iki adet zırhlı araç alacağını yazdı. Üstelik 10 yılda sadece Fransa’dan aldıkları silahın miktarı 310 milyon euroya ulaşmış durumda.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Savunma Bakanlığı 2023 bütçesinde sadece silahlanmaya 200 milyon euro ayırdı.
Rum kesiminin silahlanma bütçesinde İHA, hava savunma sistemi ve saldırı helikopteri tedariki yer aldı.
Rum kesiminin silahlanma programının son 20 yılın en yüksek seviyesinde olduğu belirtiliyor.
ABD'nin Rum kesimine silah ambargosunu kaldırması ve silah satışını serbest bırakması da Rum yönetiminde büyük sevince yol açtı.
Rum lider Hristodulidis bile son dönemde 15'ten fazla ülke ile askeri anlaşma imzaladı.
Güney’in 2024 yılı için oluşturmaya çalıştığı savunma bütçesine bakın. Tam 553 milyon Euro…
Bunun 162,1 milyon Euro’luk bölümü silah sistemi alımları için harcanıyor.
Yani karşımızda bize bir yandan barış çağrısı yaparken, diğer yandan alabildiğine silahlanan bir ülke var.
Peki bu silahlanma kime karşı, uzaylılara karşı mı?
Elbette bize karşı silahlanıyorlar.
Hani bu Rum yönetiminin tek niyeti, bizimle aynı çatı altında huzur içinde yaşamaktı?
Nasıl inanalım?
Ondan sonra Kıbrıs Türkünün karşısına geçip müzakere masalarında “Çağdışı kalmış garantör devlet tanımı kalkmalı, ‘işgalci’ Türk askeri adadan gitmeli” diye nutuklar çekiyorlar.
Yahu siz bu zihniyetle devam ettiğiniz sürece Kıbrıs Türkü size nasıl güvensin, neden güvensin?
Kıbrıs Türkü sadece anavatanına güvenir. Çünkü bu topraklardaki güvenliğinin yegane teminatı odur.
Zaman zaman elbette karşılıklı eleştiriler de olabilir. Çünkü anne ile evlat arasında da zaman tartışmalar vardır. Ama günün sonunda anne evladından vazgeçmez. Evlat da annesinin sonuna kadar arkasında olacağına inançla hep rahattır.
Kıbrıs’ta bizim durumumuz da budur. O yüzden hayal aleminde politikalar üretmekten vazgeçip ayağımızı yere sağlam basalım. Türkün Türk’ten başka dostu olmadığını bilelim. Bizden söylemesi…