ADA TV’de Nupelda Karabuğday’ın sunduğu Günaydın Ada Programı’na katılan Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Zeki Çeler, hükümete zehir zemberek açıklamalarda bulundu. Elektrikte yaşanan sıkıntıların esas sebebinin hükümetin kendisi olduğunu vurgulayan Çeler, birilerinin yüz milyonlarca liralık borcu affedilirken, 675 TL borcu olan vatandaşın elektriğini kesmenin adaletsiz olduğunu ifade etti. Hükümete “siz bu ülkenin insanını öldürüyorsunuz” tepkisini veren TDP Genel Başkanı, “Bu ülkede adaletin olmadığını yüzümüze vuruyorlar. Sen vergiden kaçıran, elektriğini suyunu ödemeyen, bu ülkeye hizmet ettiğini söyleyip aslında bu toplumunun ensesinden geçinenlere aflar ve yapılandırmalar çıkarıp karşılığını alamayacaksın ama döneceksin benim sokaktaki Ayşe abanın elektriğini keseceksin ya da evde üç dört çocuğuyla bir kişinin çalıştığı evin elektriğini keseceksin. Sonra dönüp diyeceksiniz ki biz bu ülkeyi seviyoruz, siz bu ülke insanını öldürüyorsunuz. Siz bu ülke insanının trafikte can verdiğinde katilisiniz, siz bu ülkede elektrik kesildiğinde cihazından koptuğu için hayatına devam edemeyen insanların katilisiniz. Siz bu ülkede bir çocuk dersine çalışırken gece elektriği kesildiğinde üzülüyorsa ve sınavını geçemiyorsa onun da sorumlusu sizsiniz. Kabul edeceksiniz siz bu ülkeyi zerre kadar sevmiyorsunuz ama o koltuklarda oturabilmek için yıllarca milliyetçilik naraları atarak, bizleri kötüleyerek, bizleri Türkiye düşmanı, Rumcu diye yaftalayarak oralarda bulunmak için insanların korkularını kullandınız. Bu ülkeyi bugün bu noktaya getiren, batıran, katillik yapan da sizsiniz” ifadelerini kullandı.
“SUÇ HÜKÜMET EDENLERDEDİR”
Elektrikte yaşanan sorunların çözümünü şimdiki hükümetten beklenilmemesi gerektiğine vurgu yapan Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Zeki Çeler, sert eleştirilerde bulundu. Ülkede enerji politikası olmadığını ve sağlık, eğitim, trafik, çevre konularında da sınıfta kalındığını vurgulayan Çeler, “Çözüm için mücadele edenler biziz. Bu ülkede enerji politikasının devlet politikası olması gerekiyor. Aslında sağlık, eğitim, trafik ve çevrede devlet politikası oluşturup toplumun bunu sahiplenmesini ve toplumun seçimlere giderken hangileri bunlarla ilgili gerçekten çalışacak ona göre oy vermesi gerekir. Enerji konusunda toplumu uyarıyorum, bu elektrik kesintilerinin veya sorunların sebebini Kıb-Tek çalışanlarında değil kurum yöneticilerinde arayın. Suçu onlarda bulun. Suç ne Kıb-Tek ne de El-Sen'dedir. Suç hükümettedir. Oralara işin uzmanı ve bu enerji politikalarını hayata geçirebilecekler yerine hangisi daha iyi bayrak salladıysa o kişileri atadılar. Sonrasında da işin uzmanları dışarıdan yatırım yapmaları gerektiğini söylediğinde dinleyen yok. Şu an El-Sen yönetimi ciddi çalışmalar yapmıştır ve topluma da sunuyor. Bizler de TDP olarak çok ciddi bir enerji komitesi oluşturduk” dedi.
AF KAYIT DIŞILIĞI ÖNLEMEYECEK
Ülkede af çıkarılmasının kayıt dışılığı önlemeyeceğine de vurgu yapan Çeler’in programda yapmış olduğu açıklamaların detayları şu şekilde; “Af konsunda bu zihniyet yıllardır aynı zihniyet olarak devam ediyor. Siz bir affı çıkardığınızda ardından ne yapacağınızı da açıklamanız gerekir. Kayıt altına alınanlar nerelerde olacak? Onlar için iş olanağı var mı? Sokakta gezen günübirlik çalışan ya da hiçbir iş yapmayanlar ne şartlar altında bu adada kalacak onun açıklaması yok. Af çıktıktan sonra affın süresi dolduktan sonra nasıl bir denetim uygulayacaklarını da topluma anlatmadılar. Bir düzenleme adına affın yapılması gerekli olabilir ama affın yapılırken ve sonrasında neler yapılacağı doğru tespit edilmeli. Öncelikle bir masa oluşturup işverenlerin hangi alanlarda personele ihtiyacı olduğu not edilmeli, diğer taraftan af çıkacağında insanların ne olduğunu bilmesi açısından reklam kampanyası gerekirdi. İşverenler tarafından mağdur edilme veya gizli çalışanlar bu şekilde haberdar olabilirdi. Affın bittiği günün gece yarısından itibaren sokağa dökülüp denetlemen gerekir. Hapishaneye de göndermeden direkt adadan gönderilmesi gerekir bu insanların. Sonrasında da gerek öğrenci izinleri, gerek çalışma izinleriyle ilgili ciddi bir muhaceret çalışması yapılmalı. Bunlar zor şeyler değil sadece vizyon gerektirir.”
DEVLET KENDİ KENDİNİ YÖNETEMİYOR
“Sen şu andaki devleti bile idare edemiyorsun, sen şu andaki devletin bile kurumlarını topluma hizmet eden noktadan uzak noktaya taşıyorsun ve dönüp dünyaya ‘ben iki devlet olmak isterim’ diyorsun. Vatandaşa doğru hizmet sunabiliyor musunuz? Ekonominizi kendiniz idare edebiliyor musunuz? Adaletli dağılım var mı ülkede? Bunları yapmadığınız sürece nasıl iki devletlilikten bahsedebilirsiniz? Önce kendin devlet olacaksın. Seni bu halin ile tanıyan pişman olur çünkü tanıdığı için sana yardım da etmek zorunda kalacak, kendi kendini yönetemiyorsun. Önce kendi kendini yönetmeyi becerebilirseniz sonra iki devletliliği konuşursunuz. Uluslararası yapıya karşı tek başına savaşamazsın.”