ARA BÖLGEDE SÜRPRİZ BİR ZİRVE OLABİLİR Mİ?

Türkiye’nin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dün Atina’da yaptığı açıklama, gözleri yeniden Erdoğan ve Miçotakis’in 20 Temmuz’da adaya yapacağı ziyarete çevirdi.

Türkiye’nin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dün Atina’da yaptığı açıklama, gözleri yeniden Erdoğan ve Miçotakis’in 20 Temmuz’da adaya yapacağı ziyarete çevirdi.

GÜL: KIBRIS’TA ÇÖZÜM ÇOK FAYDALI OLUR

Türkiye’nin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Atina’da konuşarak, Türkiye-Yunanistan arasındaki, son günlerdeki olumlu iklimin, Kıbrıs’ta adil, kalıcı, sürdürülebilir ve karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm bulunmasına katkıda bulunacağını belirtti ve “Kıbrıs çözümünün sonuçları beklediğimizden çok daha faydalı olacaktır. Enerji arzından bölgesel güvenliğe ve NATO-AB işbirliğine kadar pek çok sorunlu konunun çözümüne katkıda bulunacaktır. Hepsinden önemlisi, bu çözüm tüm Akdeniz bölgesine refah ve zenginlik getirecektir. Bu stratejik perspektifi gözden kaçırmamalıyız” dedi.

KIBRIS’TA GERİLEN HAVAYI YUMUŞATIRLAR MI?

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaya yapacağı 20 Temmuz ziyareti öncesinde Abdullah Gül’ün yaptığı açıklamalar dikkat çekici bulundu. Aynı tarihlerde adaya gelecek olan Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile Erdoğan’ın, Kıbrıs’ta iki lideri de yanına alarak görüşme yapabilme olasılığı kulislerde dile getiriliyor. Bu konuda henüz resmi bir açıklama yok. Ancak Türkiye-Yunanistan yakınlaşmasının da etkisiyle ara bölgedeki Ledra Palas’ta böyle bir görüşmenin, tutuklamalarla gerilen Kıbrıs’taki havayı, daha olumlu bir atmosfere çevireceği görüşü ağırlık kazanıyor.

MÜLKİYE SORUNU YILLAR ÖNCE ÇÖZÜLEBİLİRDİ

Mülkiyet sorunu Kıbrıs sorununun en önemli başlıkları arasında yer alıyor. Güney’in yaptığı tutuklamalar ilişkilerde gerilime neden oluyor. Hükümet, “Ben tapunun arkasındayım” diyor. Ancak bu söylem lafta kalıyor. Zira bu Güney’in Avrupa’nın tamamında başlattığı tutuklama tehdidinin önüne geçemiyor. Ne yazık ki siyasilerimiz bu sorunu yıllardır yönetemedi. Uluslararası hukuk tarafından kabul edilen Taşınmaz Mal Komisyonu’nun yeterince kullanamadık.Bu konuya yaklaşımımız “Türkiye ödesin” oldu.

YILLAR ÖNCE GÜL’ÜN YAPTIĞI ÖNERİ NEYDİ?

Biz bu arada malları gerek eşdeğer gerek tahsis olarak dağıttık. Ancak şimdi gündeme gelen Şerefiye Vergisi zamanında yapılabilirdi. Devlet bu konuda zorlayıcı olmalıydı. Ama yapılmadı. Annan Planı döneminde Abdullah Gül, Başbakan iken Kıbrıs’ın önde gelen isimlerine şu öneriyi sundu; “Bu malı alan insanlara uzun vadeli bir kredi verelim. Taşınmaz Mal Komisyonu aracılığıyla bu malların bedelini ödeterek Türkleştirilelim…” Ancak biz ne yazık ki Kıbrıs’taki bizler bu öneriye sıcak bakmadık. Ganimetin üzerinde oturmayı tercih ettik. Şimdi bunun bedelini ödüyoruz.
Bu haber 946 defa okunmuştur

:

:

:

:

DİĞER HABERLER