Star Kıbrıs Medya Grubu olarak yabancıya taşınmaz mal satışıyla ilgili daha ilk andan itibaren bu yasanın ülkede “lokomotif” denen inşaat sektörünün tabutuna çakılan son çivi olduğunu yazdık.
Nitekim zaman bizi yine haklı çıkardı.
Yasayı, Gayrı Menkul Paydaşlar Platformu ve İŞAD önderliğinde Anayasa Mahkemesi’ne götüren Avukat Burçin Sertbay dün Ada TV’de çarpıcı açıklamalarda bulundu:
Sertbay, “Bu yasa 20’sinde kabul edildi. 21’inde yürürlüğe girdi. 22’sinin sabahı bütün Tapu Daireleri’nde bir kaos oluştu. Bütün gayrı menkul sektörü kendisini bir sarmalın içinde buldu. Bu yasa emlak sektöründe ve yabancılar arasında da bir paniğe yol açtı” ifadelerini kullandı.
Aslında perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.
Ancak yapılan tüm uyarılar görmezden gelindi.
Avukat Burçin Sertbay, yasayla ortaya çıkan nahoş duruma ilişkin şu örneği verdi:
“Yeni yasa diyor ki, kat irtifa koçanı olmayan malların satış ve devir işlemi mümkün değil. Peki bu şekilde bir madde varken önceden satış ve devir işlemi yapılan bir malın durumu ne olacak? Alıcılar biz şimdi ne yapacağız diye hukukçulardan mütalaa istiyor. Bu yasada okuyarak bilmediğimiz, anlayamadığımız bir çok maddenin olduğunu görüyoruz. Bu yasa sektörü çökertecek bir yasadır.”
Peki bile bile bizim siyasetçilerimiz bu yasayı bu haliyle neden çıkardı?
Bile bile diyoruz çünkü yasayı hazırlayan komitenin Başkanı olan UBP Milletvekili Yasemin Öztürk’ün açıklamaları adeta bu manada bir itiraf niteliği taşıyor.
Ne dedi Öztürk?
“Muhteşem bir yasa yaptık demiyorum, elimizde veri olsaydı daha iyisini de yapabilirdik. İki üç sene sonra daha iyisini yaparız” dedi.
Yani şu an milyonlarca sterlin paraların döndüğü ülkenin lokomotif sektörü inşaat ve emlak, kör topal durumu üç yıl idare etmeye mahkum bir yasaya emanet.
Akıl alır gibi değil.
Ondan sonra ülkeye yabancı yatırımcı getirmekten, ekonomide çarkları çevirmekten söz ediyoruz. Nasıl olacak? Rum Yönetimi zaten Kıbrıs Türkünün nefes almasından dahi hazzetmiyor. Güney’e geçerken tutukladığı iş insanlarıyla gözdağı vermeye çalışıyor. Ama bizim Rum yönetimine ihtiyacımız yok. Kendi ayağımıza öyle kurşun sıkıyoruz ki onlar olmadan da ekonomiyi çökertecek bir zihniyete sahibiz. Bu gemi böyle yüzmez. Uyaralım. Bizden söylemesi…