Bazı insanlar, başarıyı başkalarının üzerine basarak elde edebileceklerini sanır. Gerçekliği çarpıtan, uydurma hikayelerle çevrelerini manipüle eden bu şahıslar, eninde sonunda kendi kurdukları karanlık dünyada kaybolmaya mahkûmdur. Zira gerçeğin her zaman ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır
Bazıları hayatlarını sahte bir zaferin peşinden koşarak geçirir. Onlar için gerçeklik, yalnızca kendi çıkarlarına hizmet ettiği sürece kıymetlidir. Geçici başarılar, kısa vadeli zaferler uğruna ellerine geçen her fırsatı değerlendirmeye çalışırlar. Ancak gözden kaçırdıkları bir şey vardır: Bu fırsatlar, onları nihayetinde geri dönülmez bir çıkmaza sürükler. İtibar suikastı, onların tercih ettiği yoldur; kirli oyunlar, yalanlar ve uydurma hikayeler ise bu yolda kullandıkları araçlar. Ne var ki, bu gölge oyunları, karanlığın ötesine geçemez.
Makyavelist 'Amaç aracı haklı çıkarır' anlayışı, kısa vadede gayrimeşru yöntemlerin nihai sonuçla meşrulaştırılacağı gibi sahte bir umut verse de, gerçeğin eninde sonunda yüzeye çıkmak gibi çok kötü bir huyu vardır. Ne demişler, 'güneş balçıkla sıvanmaz.'
Fırsatçılığın Tuzakları
Ortada bir emek, bir uğraş var. Birçok kişi, bu amaca hayatını adamış, her detayıyla ilgilenmiş, alın teri dökmüş. Ancak işin en başında sürece dahil olmayanlar, yalnızca son aşamada kendilerine fayda sağlayacak bir fırsat gördüklerinde, ele geçirdikleri bir piyon aracıyla devreye girer. Bir yanda dürüst çalışanlar, diğer yanda fırsat kollayanlar. Sürecin neresinde durdukları belli olmayan bu fırsatçılar, kendi çıkarlarına hizmet eden her detayı manipüle eder.
Yalnızca son anda uğraşa dâhil olmanın verdiği hırsla, kendilerinin hak etmediği başarıyı elde etmeye çalışırlar. Onlar için önemli olan, hedeflenen amaç değil, kendi çıkarlarına yatırım yapmaktır. Böylece, başkalarının emeğini hiçe sayar, gerçeği çarpıtır ve kendilerini sahte bir zaferin merkezine yerleştirirler. Ancak bu zafer ne kadar sürer? Gerçek dışı beyanlarla kurulan bu koca yapı, er ya da geç çökecektir. Çünkü inşa ettikleri temel, yalnızca yalanlarla beslenmiştir. Yapmadım dediklerini yapmış, almadım dediklerini almış, bilmiyordum dediklerinin kararında ortak, haberim yok dediklerinin bizzat failidir onlar.
Adaletin Sessiz Gücü
Bu fırsatçıların bir diğer yöntemi, güveni sarsmak ve sorumluluğu hiçe saymaktır. Emanet edilen sırlar, hiçbir ahlaki kaygı gözetilmeden, kötü niyetle açığa vurulur, eğilir, bükülür pazarlanır. Güvenin bozulması, aslında onların en büyük silahıdır. Çünkü manipüle edilen bilgi, onların en etkili mühimmatıdır. Ne yazık ki bir gün hem adalet önünde hem de vicdanen hesabını ödemeye mecbur olacaklarını unuttukları bu ihanet, onların kurnazlık zannettikleri hatalarının en büyüğüdür.
Bilgiyi suistimal edenler, bu yolla kendilerine bir yol açmaya çalışırlar. Ancak unuttukları bir şey vardır: Her yanlış adım, onları karanlık bir sona bir adım daha yaklaştırır. Başkalarının emeklerini, sırlarını, güvenini hiçe sayarak inşa ettikleri dünya, nihayetinde onları yutacaktır. Zira doğru olan, her zaman ortaya çıkar; adalet, sessiz de olsa hükmünü sürdürür. Ve o gün geldiğinde, karanlıktan beslenenlerin ne kadar küçük ve zavallı oldukları apaçık görünür hale gelir.
Gerçek Hep Ortaya Çıkar
İnsanlar arasında, karanlıktan beslenip kendilerini gölge oyunlarıyla yükseltmeye çalışanlar hep olacaktır. Ancak onların hikayesi, hiçbir zaman uzun sürmeyecektir. Adaletin ve dürüstlüğün temelleri, tüm hilekarlıklardan daha sağlamdır. Yalanlarla, manipülasyonlarla kurulan her yapı, eninde sonunda çökecek; gölgenin peşinden koşanlar, ışığın geldiği anda kaybolacaklardır.
Başarıyı başkalarının üzerine basarak elde edebileceklerini sananlar; gerçekliği bükerek, çarpıtarak, uydurma hikayelerle çevrelerini manipüle edenler, eninde sonunda kendi kurdukları karanlık dünyada kaybolmaya mahkûmdurlar. Çünkü, gerçek, er ya da geç, mutlaka galip gelecektir.