Ulusal Birlik Partisi, 49. kuruluş yıl dönümünü yarın etkinliklerle kutlayacak. Ancak bu yılki kutlamalar elbette Meclis Başkanlığı krizinin gölgesinde geçecek.
Başbakan Ünal Üstel, her ne kadar “kaosa izin vermeyiz” dese de ülke üç gündür Meclis Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe’nin verdiği 10 dakikalık aranın sona ermesini bekliyor.
Meclis dün de toplanamadı.
Doktorlar, tahlilleri temiz çıksa da yüksek tansiyon nedeniyle gözetim altında tutulan Meclis Başkanı Zorlu Töre’nin dün geceyi hastanede geçirmesini uygun gördü.
“En yaşlı üye” Ali Pilli’nin de aynı şekilde “yüksek tansiyon” tedavisi sürüyor.
Peki Meclis Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe bugün Meclis’i açar mı?
CTP’li vekilin dün Ada TV’de yaptığı, “Kendi vekillerine söz geçiremiyorlar, nasıl bu hale getirdiler ise onlar toplasınlar” açıklaması bu konuda umutlu olmamızı gerektirecek bir işaret vermiyor.
Kum saati çalışıyor.
Bugün Anayasa’nın 81’inci maddesine göre Meclis’in açıldığı 1 Ekim tarihinden itibaren 10’uncu gün…
Yani Meclis Başkanlığı için verilen sürenin son günü…
Yarın kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlanan UBP kendi içinde bu krizi aşar mı göreceğiz.
Zorlu Töre ve Kutlu Evren’e ret oyu vermekle itham edilen olağan şüphelilerden Taçoy beşlisi net açıklamalar yapıyor. Her iki adaya da evet dediklerini kaydediyorlar.
Hatta UBP Milletvekili Hasan Küçük bir adım ileri giderek, hem Zorlu Töre’ye hem de Kutlu Evren’e kabul oyu verdiklerini kanıtlamak için, oy pusulalarını aynı şekilde katladıklarını açıkladı.
Küçük, “Divanda öyle şeylere tanık oldum ki konuşsam UBP’de taş üstünde taş kalmaz” ifadesini de kullandı.
Peki neydi Hasan Küçük’in divanda şahit oldukları?
UBP yarım asra yaklaşan yaşıyla bu ülkenin çimentosudur.
Öyle birkaç taşın taş üstünden düşmesiyle yıkılmaz. Yeter ki herkes eteğindeki taşları döküp sorun nedir ortaya koysun.
Aksi halde olan UBP, daha da önemlisi bu ülkeye olur. Buradan uyaralım. Bizden söylemesi…