Ankara temaslarını değerlendiren Başbakan Ünal Üstel, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin iş insanlarına uyguladığı baskı ve tutuklama kararlarını da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüklerini ve bu konu hakkında yardım istediklerini söyledi.
Ankara temaslarını değerlendiren Başbakan Ünal Üstel, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin iş insanlarına uyguladığı baskı ve tutuklama kararlarını da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüklerini ve bu konu hakkında yardım istediklerini söyledi.
Üstel, “Ülkemizdeki insanımızın iş insanlarımızın yaşadığı zorluklar ve sanayicimizin, turizmcimizin, eğitimde yaşadığımız sorunlar hepsini Cumhurbaşkanımızla uzun bir toplantıda görüştük. Bunların neticelerini 2025 yılı içerisinde alacağız” diye konuştu.
Budapeşte’de TC Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile gayrı resmi de olsa bir araya gelmek için bin bir dereden su getiren Rum lider Hristodulidis, bir yanda müzakere masasının kurulmasını istediğini iddia ederken, diğer yandan Kıbrıs Türkünü tehdit ediyor.
Bu ülkeye yatırım yapan Simon Aykut gibi iş insanlarını tutuklayarak adeta cezaevlerinde rehin tutuyor.
180 gündür cezaevinde tutulan 74 yaşındaki iş insanı dün yeninden mahkeme önündeydi.
Bu öyle bir dava ki Simon Aykut’un avukatları KKTC’de emlak işiyle uğraşan herkese karşı uygulanan kapsamlı tutuklama politikaları nedeniyle iddialarını kanıtlayacak tek bir tanığı dahi mahkemeye götüremiyor.
Kıbrıs Rum yönetimi de, Kuzey Kıbrıs üzerinde etkili bir kontrolün olmaması nedeniyle bu tanıkları ifadeye çağıramıyor.
Yani uluslararası hukuka göre savunma, fiilen davasını kanıtlama yeteneğinden yoksun bırakılıyor.
Simon Aykut’un savunması sırasında dün mahkemeye, hukuk alanında dünyanın önde gelen akademisyenlerinden biri olarak kabul edilen Profesör Benvenisti'nin uzman görüşü sunuldu.
Buna göre Kıbrıs Rum yönetiminin eylemleri, adil yargılanma ihtimalini zayıflatırken, uluslararası hukuku da hiçe sayıyor.
Peki Rum yönetimi neden mahkemelerinde bu tiyatronun oynanmasına izin veriyor?
Cevabı belli. KKTC ekonomisine zarar vermek. Bu ülkeye yatırım yapan iş insanlarını ürkütüp kaçırmak.
Kıbrıs Türkü böyle bir zihniyete güvenip nasıl bir müzakere masası kurabilir?
Bir soru da Avrupa Birliği’ne…
Her fırsatta haktan, hukuktan, adaletten söz eden Avrupa Birliği nasıl olur da bir üyesinin apaçık bir şekilde kendi hukukunu ayaklar altına almasına izin veriyor?
Avrupa bu iki yüzlü tutumu sürdüremez. Rum yönetimi de yargı yoluyla bu şantaj siyasetine daha fazla devam edemez. Bizden söylemesi…