ÇABALAR BOŞUNA MI

Kıbrıs adasına , eskiden yeşil ada deniliyordu .

Kıbrıs adasına , eskiden yeşil ada deniliyordu .
Niye , yeşil ada deniliyordu ?
Çünkü , 12 ayın , sekiz ayı yağışlı geçiyordu .
Dereler , yaz , kış akıyordu .
Trodos ve Beşparmak dağlarına , yağan karlar nedeni ile , dereler , bu dağlar tarafından beslenmekteydi .
15 gün , geceli gündüzlü , yağmur yağdığını , gayet iyi hatırlıyorum .
Ziraat için kullanılan su miktarı , 3 ay , yaz mevsimini teşkil eden , Haziran , Temmuz , Ağustos ayları idi .
O da , Kaza Kaymakamlıklarının iznine ve denetimine bağlı idi .
Su sıkıntısı olmadığı halde , aşırı su kullanımına izin verilmezdi .
Bir nevi , su tasarrufu , tarımda uygulanıyordu .
Bu , iskaiyelerde de ayni idi .
İklim değişikliği ile birlikte , Kıbrıs adası da , maalesef , çöl iklimine kendini dahil etti .
O vakitten sonra , her geçen kış mevsimi , daha da kurak bir hale geldi .
Yeniler , yaşamadıkları için bilmiyor .
Eskiden , yağmurların süresi , yukarıda yazdığım gibi , o kadar uzundu ki, ahali, yağmurların durması için dua ederlerdi .
Dereler , bir çok can almıştı .
Şimdilerde ise , yağmurun yağmasını , dört gözle bekler durumdayız .
Yeraltı su kaynakları , tamamen tükenmiş durumda .
Olanlar da , günde bir veya iki saat su verebiliyor .
Dün , Lefke’li bir arkadaşla konuşuyordum .
Limon bahçesini , kurutmuş .
Tarım için kullandığı su kuyusunda , suyun kalmadığını söyledi .
Bu Lefke’de .
Ki .
Trodos dağlarından , beslenmekte .
Demek ki , Trodos dağları da , artık , su kaynağı olmaktan çıktı .
Aküferi besleyecek kadar , kar tutmuyor .
Kar , Trodos’ta , artık , Turistik bir vaka haline geldi .
Su sıkıntısı , güneyin , belli başlı sıkıntısı halinde .
Bizde , Anadolu’dan gelen su , belki rahatlama sağlamıştır .
Fakat , bu kurak iklim , böyle devam ederse , bu rahatlama , kalıcı değil , geçici bir hal alacaktır .
Türkiye’miz de , kurak iklim kuşağında .
Onun da , bu konuda sıkıntıları var .
Haberlerden izliyoruz .
Barajlardaki su seviyesi , SOS vermekte .
Adaya gelen suyun , kaynağının geleceği de belirsiz .
İlanihaye , bu suyun akacağının , garantisini kim verebilir ?
Bu suyun , belirli bir kısmı , kullanma ve içmeye gidiyor .
Geriye kalanı da , tarıma .
Büyük bir miktarı da , Narenciyede sulamaya gidiyor .
Bunun ne kadarı , kaç metre küp olduğu , yıllık olarak açıklanmış değil .
Amma .
Büyük bir oranı , narenciyede kullanılıyor .
Değişen , gelişen ve oluşan dünya şartlarında , artık narenciye ürünleri , rekabet edebilecek durumdan , çoktan çıkmış .
Devlet , narenciye alanları için , yeni tarım politikalarını , yıldırım hızı ile belirleyerek , dünyayla rekabet edebilecek , alanlara geçmelidir .
Narenciye ürünleri , artık rekabet kurallarının çok altında kalmıştır .
Bunun için , ivedilikle , yeni tür değişiklikleri , dünya taranarak yapılmalıdır .
Bu yapılmazsa , altın değerindeki su da , boşuna harcanmış olacaktır .
Daha az su ile , verim ve kar oranları elde edilebilecek tarım alanları bulunmazsa , demem o ki :
Narenciyede kullanılan su , beyhude akmaya devam edecek .
Kimseye de , hiçbir faydası olmayacak .
Su da , beyhude akıp gidecek .
Bu haber 253 defa okunmuştur

:

:

:

: