Bugünlere kolay gelinmedi!

21- 25 Aralık Milli Mücadele ve Şehitler Haftası bugün başlıyor.

21- 25 Aralık Milli Mücadele ve Şehitler Haftası bugün başlıyor.
21 Aralık Kıbrıs Türk tarihinde var oluş mücadelesinin önemli bir dönemeci temsil ediyor.
Bundan tam 61 yıl önce yani 23 Aralık 1963 tarihinde Rumlar, Lefkoşa’nın Kumsal semtinde Binbaşı Nihat İlhan’ın evine baskın düzenledi.
Rum saldırganlar, Nihat İlhan’ın 3 küçük oğlu, Kutsi, Murat, Hakan ve eşi Mürüvvet’i saklandıkları banyoda küvetin içinde kurşun yağmuruna tutarak katletti.
Eşi ve 3 oğlunu Lefkoşa'da Rum çetelerinin '1963 Kanlı Noel Saldırısı'nda kaybeden Nihat İlhan, olaydan 53 yıl sonra 92 yaşında hayatını kaybetti.
Nihat İlhan ölmeden önce verdiği son röportajında “Aradan geçen 51 yılda eşim ve çocuklarımın acısı yüreğimden hiç silinmedi. Her gün rüyalarıma giriyorlar. O vahşet gününü unutamıyorum” diyordu.
İşte İlhan’ın sözleriyle o gün yaşananlar:
“23Aralık 1963 tarihinde EOKA çetelerinin saldırıları yoğunlaşmaya başladı. Benim evimin yakınlarında Kanlıdere var, EOKA’cılar o dere istikametinden saldırıya geçmişler. Hanım akşam evde çay yapmış, peynir ekmek Allah ne verdiyse…
Ev sahibinin hanımı ve komşular gelmişler, onları misafir ediyor. Ben hanıma demiştim ki; bak olay olursa pencere önünde durmayın, çocukları al git banyoda küvete gir saklan. Çünkü banyo penceresi yüksekte. Atışlardan etkilenmezler diye düşünmüştüm. Hanım dediğimi yapmış, çocukları almış kucaklamış banyoya, küvetin içine girmiş, yatak çarşafını da almış kendi de küvete girdikten sonra üstlerine örtmüş, çocuklara ses çıkartmayın demiş.
Rumlar, bir tekme vurup eve girmişler. Eşim ve çocuklarım küvette saklanıyorlar, üzerlerine de çarşafı örtmüşler. O gece bize misafirliğe gelen komşumuz Ayşe Cankan hanım kucağında iki yaşındaki kızı Işıl ve ablası Növber hanım onlarda bizim banyoda bir köşeye can havliyle sığınmışlar. Baskını yapan Rumlar hiç acımadan hepsinin üzerine kurşun yağdırmış. Eşimin sırtından geçen mermiler çocuklara isabet etmiş. Eşim ve çocuklarım hepsi oracıkta Rahmeti Rahmana kavuşuyorlar, şehit oluyorlar.
Bize her gün süt getiren, bir de francala aldığımız sütçü vardı. Günler sonra ona rastladım, ‘çocuklara süt götürüyor musun?’ diye sordum. Bana ‘onlar artık ne süt içiyor, ne ekmek yiyor’ cevabını verdi.
O nasıl laf dedim. Sustu başladı ağlamaya. Ben irkildim. Ondan sonra elçiliğe gittim. Elçi Bey bana başınız sağ olsun dedi. Rum çetelerinin evimi bastığını, eşim ve çocuklarımı şehit ettiklerini söyledi. Büyük bir acıyla sarsıldım, nasıl olurdu? İnanamıyordum, kendime geldiğimde Büyükelçimize söylediğim ilk söz şuydu: Vatan sağ olsun…”
Bu acı anıyı bugün burada dile getirmekte amacımız bugünlere kolay gelmediğimiz genç kuşaklara aktarmak içindir. Özgürlüğümüzün, huzurumuzun, güvenliğimizin nasıl sağlandığını hiç unutmayayım. Bugünlere gelmek için bu halk çok acılar çekti. Bu toprakların kıymetini bilelim. Bizden söylemesi…
Bu haber 99 defa okunmuştur

:

:

:

: