KKTC’de satılık konut sayısı bir yılda yüzde 53 artarak 25 bine yaklaştı. Girne ve İskele, yoğunlaşan projelerle öne çıkarken, emlak çevreleri bu sayının sadece emlak sitelerinde yer alan ilanları gösterdiğine işaret ederek, yap-sat sektöründeki birçok şirketin kendi sitelerinden pazarlama yapmayı tercih ettiğini hatırlatıyor.
Bu çevreler, yapımı süren projeler ve planlama aşamasındaki projelerle konut stokunun iyice şişeceğine de işaret ediyor.
Star Kıbrıs, şu anda inşaatı devam eden konutlar ile spekülatörlerin aldıkları ve ödemeyi durdukları konutları da eklersek, daha inşaatı başlamayan konutlarla bu sayının 60-70 bine ulaştığını yazmıştı.
Müteahhitler Birliği de bu rakamları doğrular nitelikte “arz talepten daha fazla” tespitinde bulunmuştu.
Yani bir başka ifadeyle “rakamları bilirim ama söyleyemem” demeye getiriyordu.
Emlak sektörünün duayen isimlerinden Ali Özmen Safa, geçtiğimiz yıl inşaat sektöründe yaşanan krizi, bundan aylar önce yaptığı değerlendirmede “İnşaat krizi ekonomik krize dönecek” sözleriyle özetledi.
Nitekim, daha önceki tüm öngörülerin tutan Safa’nın 2025’e yönelik tahminleri de tutacak gibi görünüyor.
Peki ne yapacağız?
Ali Özmen Safa’nın yaptığı uyarıyı hatırlayalım.
“İnşaat sektöründeki kriz, ülkeye gelen yabancı paranın düşmesine dolayısıyla gelirin düşmesine yol açacak. Ekonomideki pasta küçülürken, alım gücü azalacak. Bu toplum olarak daha fazla fakirleşmemiz anlamına geliyor. Ayakta durabilmek için tüm şirketler konsolidasyona gitmeli, küçülmeye hazır olmalı.”
Öyle görünüyor ki Safa’nın bu uyarıları ışığında 2025 yılında iş dünyasının ayağını yorganına göre uzatması şart olmuştur.
Hükümet de bu öngörüler ışığında kamuda gereken tedbirleri almalıdır.
Ancak bu tedbirler temel tüketim maddeleri dahil pek çok ürünün KDV oranının artırılması olamaz.
Hükümet yılbaşı öncesinde attığı bu adımı gelen tepkiler üzerine geri çekti. Çünkü KDV oranlarından artış, piyasada mal ve hizmetlere yeni bir zam dalgası yaratır. Maliye gelir artırıcı adımları KDV oranlarında değil, başka alanlarda aramalıdır.
Ancak yine de yeni yılın ilk günlerinde karamsar olmayalım.
Bir düşünürün dediği gibi…
Yeni yıl boş bir kitap gibidir, kalem bizim elimizdedir… Kendimize güzel bir hikaye ve gelecek yazmak da bizim elimizdedir. Bizden söylemesi…