Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın KKTC’ye yaptığı ziyareti değerlendiren 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, dün Ada TV’de yaptığı açıklamalarda iki devletli çözüm modelini ilk olarak dönemin Rum Yönetimi’nin eski Başkanı Nikos Anastasiadis tarafından ortaya atıldığını öne sürdü.
Talat, “İki devletli çözüm önerisi, esas olarak Anastasiadis’in önerisidir. Türkiye kanadını görüşmelerin o noktada kesilmesine ikna etmek için seçimlerden sonra iki devletli çözüm için hazır olduğunu belirtmişti.” ifadelerini kullandı.
Madem ki Rum yönetiminin de görüşü budur o halde bu tantana da neyin nesi…
Sayın Talat’ın da dediği gibi Annan Planı da iki devletli değil miydi?
“Aslında federasyonlar da iki veya çok devletli bir çözümdür…” diyen Talat’ın bu sözleri ışığında şunu artık bizler de kabul etmeliyiz…
Kıbrıs sorunun çözümünde ezber politikalardan vazgeçmek zorundayız.
Türkiye’nin Suriye başta olmak üzere Orda Doğu’daki yeni pozisyonu, Kıbrıs sorununda çözümü zorunlu kılıyor.
ABD daha doğrusu Trump yönetimi, bu çözümün bir an önce bölgedeki büyük fotoğrafta sorun çıkmaması için talep ediyor.
Türkiye ve Yunanistan’ı da bu yönde motive ediyor.
ABD ile Türkiye arasında Orta Doğu ve Suriye konusunda perde arkasında yürütülen pazarlıklarda Kıbrıs konusunun da olduğunu artık herkesin kabullendiği bir gerçek.
ABD’nin Orta Doğu çıkarları ile Türkiye’nin Orta Doğu çıkarlarını bağdaştıran, içinde Ege Denizi, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ın da olduğu bir görüşme trafiği perde arkasında yürütülüyor.
Rum lider Hristodulidis de Kıbrıs konusunda Türkiye’yi köşe sıkıştıramayacağını artık anlamış vaziyette. Rum tarafı, AB Türkiye ilişkilerinde veto kartını eline bile alamıyor.
Rumların son umudu Türkiye’nin bölgedeki yükselişinde rahatsız olan İsrail. Ancak İsrail de bir yere kadar ABD’nin bölgede muhtaç olduğu Türkiye’yi karşısına alabilir.
Bölgede şu anda çok bilinmeyenli bir denklem var. Ancak Türkiye’nin olmadığı hiçbir denklemin çözüm vermeyeceği biliniyor. Bizden söylemesi…