Yahudilerin Avrupa'da sistematik zulme maruz kaldığı bir dönemde, Osmanlılar onlara gelişebilecekleri güvenli bir liman sağladı. Sürgün edilen İspanyol Yahudileri, Sefarad Yahudileri olarak da bilinirler.
Yahudilerin Avrupa'da sistematik zulme maruz kaldığı bir dönemde, Osmanlılar onlara gelişebilecekleri güvenli bir liman sağladı. Sürgün edilen İspanyol Yahudileri, Sefarad Yahudileri olarak da bilinirler.
Birçoğu onları tahliye etmek için bir filo gönderen ve onlara Osmanlı vatandaşlığı ve tam dini özgürlük teklif eden Sultan II. Bayezid'in daveti üzerine Osmanlı topraklarına yerleştiler.
Edirne Yahudi Cemaati Baş Hahamı, bir Alman Yahudisi olan Yitzhak Sarfati, Osmanlı İmparatorluğu'na göç ederken, Avrupa'daki kardeşlerini şu sözlerle teşvik etti: 'Size Türkiye'nin hiçbir şeyin eksik olmadığı ve eğer isterseniz her şeyin sizin için iyi olacağı bir ülke olduğunu ilan ediyorum. Kutsal Topraklara giden yol Türkiye'den size açık. Müslümanların altında yaşamak sizin için Hıristiyanların altında yaşamaktan daha iyi değil mi?'
1453'teki fethin ardından İstanbul'u yeniden kalabalık ve zengin bir dünya şehri yapma isteği, o dönemde Avrupa'nın farklı bölgelerinde giderek daha fazla zorla din değiştirme kampanyalarına maruz kalan Yahudileri Osmanlı toprağına çekti.
Ancak, 16. yüzyılın ortalarında İstanbul canlı ve müreffeh bir dünya başkenti haline geldikten sonra Yahudi göçünün Osmanlı topraklarına devam etmesi ve Selanik, Valona, Kavala, Bursa, Ankara ve Filistin eyaletleri de dahil olmak üzere imparatorluğun çeşitli bölgelerine yerleşebilmeleri, Osmanlı'nın Yahudilere yönelik politikasının yalnızca pragmatik düşüncelere dayanmadığını gösteriyor.
O zamanlar, Yahudiler Avrupa'da temelde sadece Yahudi oldukları için zulüm görüyorlardı, Osmanlılar onların geleneksel toplumsal örgütlenmelerini, iç işlerinde özerkliklerini sürdürmelerine ve ekonomi ve devlet aygıtında önemli pozisyonlarda yer almalarına izin verdiler. Dahası, onları her türlü baskıya karşı korumak için önlemler aldılar.
Osmanlı İmparatorluğu'na göç etmelerinden yüzlerce yıl sonra, Nisan 1892'de, dünya Yahudilerinin haklarını korumayı amaçlayan Paris merkezli uluslararası örgüt Alliance Israelite Universelle'nin bölgesel komitesi, samimi bir minnettarlık ifadesi olarak, Yahudilerin Osmanlı topraklarında sahip olduğu koruma için Sultan II. Abdülhamid'e teşekkür etti.
İsrail hükümeti bugün her ne kadar Yahudi halkına Türkiye’yi düşman olarak göstermeye çalışsa da tarihsel gerçekler ortada.
Türk milleti tarih boyunca mazlumların yanında yer almıştır. İsrail halkı da er ya da geç kendilerini ateşe atan Netanyahu ve çetesine gerekli dersi verecektir. Bizden söylemesi…