Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay’ın yaptığı mal beyanı açıklaması, siyasetteki zenginleşme ve yolsuzluk tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.
Ne yazık ki ülkede uzun zamandır kamuoyunun vicdanını yaralayan bir sorun, siyasetçinin mal varlığı ve bu varlığın kaynağıdır…
Gelişmiş demokrasilerde kamu görevine aday olan herkes, siyasete girmeden önce ve görev süresince mal beyanında bulunmak zorundadır.
Çünkü siyaset, halk adına yönetme sorumluluğunu üstlenmek demektir. Bu da beraberinde hesap verebilirliği, şeffaflığı ve denetlenebilirliği getirir.
Eğer bir siyasetçi, göreve gelmeden önceki mal varlığı ile görev süresi içindeki mal varlığı arasında ciddi bir fark oluşturuyorsa, elbette bunun açıklamasını da yapabilmelidir.
Bu fark, ya çok başarılı bir ticari zekânın ya da siyasi gücün kişisel çıkara dönüştürülmesinin bir sonucudur. Hangisi olduğu ise sorgulanmadan anlaşılamaz.
Ne yazık ki ülkemizde bu sorgulama kültürü neredeyse yok denecek kadar zayıf.
Mal beyanı yükümlülüğünü yerine getirmeyen, servetini açıklamayan, açıklasa bile gerçek dışı bilgilerle beyanlarda bulunan pek çok siyasetçi, toplum karşısında hesap verme sorumluluğundan kendini muaf sayıyor.
Hukukun açıklarından yararlanarak, “nereden buldun” sorusuna yanıt vermemeyi kendinde hak gören bu anlayış, siyasetin güvenilirliğini derinden sarsıyor.
Özersay’ın sözleri bu anlamda son derece yerindedir.
Çünkü yolsuzlukla mücadelesinin temeli, şeffaflıktan ve hesap verebilirlikten geçer. Mal varlığını açıklamak, sadece bir yasal sorumluluk değil, aynı zamanda etik bir zorunluluktur.
Halkın kendisine emanet ettiği makamı kişisel zenginlik için kullanan hiçbir siyasetçi, demokratik bir sistemde kalıcı olamaz, olmamalıdır da.
Siyasetteki bu kirlenmenin temizlenmesi için toplumun, medyanın ve sivil toplum kuruluşlarının bu konuda baskı kurması gerekiyor.
Mal beyanı, “nereden buldun” sorusu ve hesap verebilirlik kültürü yaygınlaştırılmadığı sürece, siyasetteki yozlaşma devam edecek ve bu da ülkemizi bir bataklığa sürüklemeyi sürdürecektir.
Demokrasi, temiz eller ister. Hesap veren, şeffaf ve dürüst siyasetçilerle yol almak, artık bir seçenek değil, bir zorunluluktur. Bizden söylemesi…