Kıbrıs’ta gerçekçi çözüm

New York’ta düzenlenen 5+1 konferansı ile eş zamanlı olarak, 9 Ağustos’ta görevinden ayrılacak olan BM Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart’ın Güvenlik Konseyi’ne yaptığı son bilgilendirme, adadaki siyasi tabloya dair çarpıcı bir özet sundu.

New York’ta düzenlenen 5+1 konferansı ile eş zamanlı olarak, 9 Ağustos’ta görevinden ayrılacak olan BM Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart’ın Güvenlik Konseyi’ne yaptığı son bilgilendirme, adadaki siyasi tabloya dair çarpıcı bir özet sundu.
Stewart, Kıbrıs’taki taraflar arasında “derin bir güvensizlik” bulunduğunu vurguladı. Bu tespit, yalnızca mevcut müzakerelerin değil, son 60 yılda başarıya ulaşamayan tüm çözüm girişimlerinin nedenini de açık bir şekilde ortaya koyuyor.
Kıbrıs sorununun kalbinde yatan gerçek, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların birbirine güven duymamasıdır.
Bu güven eksikliği tarihsel olarak 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rumlar tarafından gasp edilmesiyle başlamış ve 1974’ten bu yana iki taraf arasında derin bir ayrışmaya dönüşmüştür.
Bugün hâlâ Kıbrıs Türk tarafı siyasi eşitlik ve egemenlik talebinde bulunurken, Rum tarafı adayı bir “üniter devlet” altında birleştirme hedefini korumaktadır. Bu iki yaklaşımın ortak bir zeminde buluşması neredeyse imkânsızdır.
Bu durumu bir evliliğe benzetmek mümkün.
Zamanında ortak bir hayat kurmuş iki insan, yani Kıbrıslı Türkler ve Rumlar, şimdi boşanmış durumdalar. Boşanmış bir çifti tekrar aynı çatı altına koymak ne kadar gerçekçiyse, bu iki toplumu tek bir devlette birleştirme çabası da o kadar hayalidir.
Bu noktada yapılması gereken, her iki tarafın da eşit uluslararası statüye sahip olduğu, ama ayrı yaşadığı bir düzenin tesisi olmalıdır.
Bu modelde taraflar birbirini tanır, karşılıklı saygı çerçevesinde ilişkiler geliştirir. Enerji, çevre, ticaret gibi alanlarda iş birliği yapılabilir. Ancak bu iş birliği zoraki bir birleşmeye değil, medeni bir komşuluk ilişkisine dayanmalıdır.
Gerçekçi bir çözüm için öncelikle statü eşitliğinin tanınması, ardından güvene dayalı bir iş birliği zemininin inşa edilmesi şarttır. Aksi halde, yıllardır süren müzakereler yine sonuçsuz kalacaktır. Bizden söylemesi…
Bu haber 146 defa okunmuştur

:

:

:

: