Rum yönetimi samimiyet testini geçemedi

Güney Kıbrıs’ta yaşanan son büyük yangın felaketi, sadece doğayı değil, siyasi söylemlerin samimiyetini de ateşe verdi.

Güney Kıbrıs’ta yaşanan son büyük yangın felaketi, sadece doğayı değil, siyasi söylemlerin samimiyetini de ateşe verdi.
Yangınlara karşı verilen mücadelede yaşanan yetersizlikler ve koordinasyonsuzluk, sadece teknik bir yönetim krizi olarak görülmemeli.
Bu kriz, Güney Kıbrıs yönetiminin ideolojik ve politik tercihleriyle doğrudan bağlantılıdır.
Özellikle Kıbrıs Türkü’nün yardım teklifinin kabul edilmemesi, bu tercihin ne kadar köklü bir zihniyet sorununa işaret ettiğini bir kez daha ortaya koymuştur.
Rum lider Hristodulis’in kamuoyuna yönelik yaptığı açıklama ve özür, ne muhalefeti ne de vatandaşları tatmin edebildi. Çünkü ortada özürle geçiştirilemeyecek kadar ciddi bir kriz var: Kıbrıs Türkleri ile yan yana durmamak için kendi halkını bile ateşe terk eden bir anlayış.
Bu durum sadece insani değil, aynı zamanda siyasi bir skandaldır. Bugün Kıbrıs’ta federal çözüm ya da ortak bir gelecek adına masaya oturmaktan bahsedenlerin, yangın gibi olağanüstü bir durumda bile iş birliğini reddetmeleri, gerçek niyetlerinin ne olduğunu açıkça gösteriyor.
Kıbrıs Türk halkı olarak defalarca dayanışma elini uzattık. Acil yardım önerisinde bulunduk. İtfaiye birliklerimizin, teknik personelimizin ve ekipmanlarımızın seferber edilebileceğini belirttik. Ancak tüm bu öneriler görmezden gelindi.
Güney Kıbrıs yönetimi, kendi iç kamuoyuna bile açıklayamadığı bu tavrıyla, aslında yalnızca kendi halkını değil, tüm adayı yüz üstü bırakmıştır. Krizi yönetemeyen bir idarenin, böylesine yakıcı bir felakette bile siyasi hesapla hareket etmesi, samimiyetsizliğin ve ayrımcılığın en açık göstergesidir.
Bu vesileyle bir gerçeği yeniden ve daha yüksek sesle dile getirmemiz gerekiyor: Kıbrıs’ta ortak bir gelecek ancak karşılıklı güven ve samimiyet üzerine inşa edilebilir.
Sadece diplomasi masasında değil, zor günde, yangında, afette de omuz omuza durmayı başaramayan bir zihniyetle ne ortak devlet kurulur, ne barış inşa edilir.
Kıbrıs Türk halkı, kendi ayakları üzerinde durmayı çoktan öğrenmiştir. Fakat yine de insani değerlerden vazgeçmeden komşusuna yardım etmeye hazırdır. Bu yardım eli reddedildikçe, masadaki sözlerin de içi boş kalmaya mahkûmdur.
Kısacası, bu son yangın, sadece doğayı değil, Rum yönetiminin yıllardır gizlemeye çalıştığı çifte standardını da tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermiştir. Artık gerçeklerle yüzleşme ve samimiyet testi verme zamanıdır. Bizden söylemesi…
Bu haber 178 defa okunmuştur

:

:

:

: