Kıbrıs sorununda artık ayaklarımız yere basmalı

Birleşik Krallık’ın Türkiye Ticaret Elçisi Afzal Khan, Ercan üzerinden KKTC’yi ziyaret edip Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile görüşünce Güney Kıbrıs ayağa kalktı. Rumların baskısına dayanamayan İşçi Partisi ve Muhafazakâr Parti milletvekilleri görevden alınmasını talep edince Afzal Khan 24 saat içinde istifa etmek zorunda kaldı.

Birleşik Krallık’ın Türkiye Ticaret Elçisi Afzal Khan, Ercan üzerinden KKTC’yi ziyaret edip Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile görüşünce Güney Kıbrıs ayağa kalktı. Rumların baskısına dayanamayan İşçi Partisi ve Muhafazakâr Parti milletvekilleri görevden alınmasını talep edince Afzal Khan 24 saat içinde istifa etmek zorunda kaldı.
Peki bu Rum yönetiminin ilk hazımsızlığı mı?
Son günlerde yaşananlara bir bakalım.
Geçen hafta İstanbul’da Fenerbahçe ile Feyenoord arasındaki maç sırasında saha kenarındaki tabelada “Come to Northern Cyprus” yani “Kuzey Kıbrıs’a gelin” yazılı reklam nedeniyle Rum yönetimi UEFA’ya şikayette bulundu.
Bir ELAM Milletvekili, UEFA’ya yolladığı mektupta Avrupa’daki tüm statlarda benzer reklamlara izin verilmemesi gerektiğini savunarak önlem alınmasını talep etti.
Devam edelim…
Çok değil 15 gün önce İsrail basınında yer alan o haberleri hatırlayalım.
Kuzey Kıbrıs’ın sadece Rumların değil, İsrail’in de “ulusal güvenlik sorunu” haline geldiği savunan İsrailli bir uluslararası ilişkiler uzmanı , Türkiye’nin Kıbrıs’taki askeri varlığına karşı İsrail’in “acil müdahale planı” hazırlaması gerektiği öne sürüyordu.
Netanyahu hükümetine yakın olan bu uzmanın, bu fikirleri kafasından atmadığı çok aşikar.
Belli ki Güney Kıbrıs ile İsrail arasındaki yeni ilişkinin dayanak noktası bu fikir.
Bitti mi, hayır…
Rum yönetimini sadece Kuzey Kıbrıs’a yatırım yaptı diye iş insanlarını Güney’e geçerken tutuklayıp, gözdağı verme siyasetini sürdürüyor.
Bir yılı aşkın bir süredir Rum Cezaevi’nde tamamen hukuksuz bir şekilde adeta esir edilen KKTC vatandaşı Simon Aykut’a yapılanlar ortada.
Simon Aykut davasına yasadışı delil üretmek için ajanlarını Güney Kıbrıs’a salan Rum yönetimi, bu şahıslar askeri bölgeden yasadışı bir şekilde geçtikleri için tutuklanınca dünyayı ayağa kaldırdılar.
KKTC’yi “hukukun ayaklar altına alındığı bir bölge” olarak ilan ettiler. Oysa kendileri bir yıldan daha uzun bir zamandır Simon Aykut’u kendi yasalarına dahi aykırı bir şekilde esir tutmakta bir beis görmüyorlar.
Hadi tüm bunları geçtik.
Limosol’da adada son yılların en büyük yangını yaşanırken, KKTC’nin tamamen insanı kaygılarla yaptığı yardım teklifi bile reddedildi.
Bırakın aynı devletin çatısı altında yaşamayı bizimle aynı havayı bile solumak istemeyen bir zihniyet var karşımızda.
Güney’de yapılan anketlerde “En iyi Türk ölü Türktür” ilkesini şiar edinmiş ELAM’ın üçüncü parti konumuna gelmesi de bunun en büyük kanıtıdır.
Tüm bunları alt alta koyduğumuzda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu yeni siyaseti “ayakları yere basmıyor” diye eleştirmek akıl alır gibi değildir.
Federasyon tezi Türk tarafınca da yıllardır savunuldu. Ancak artık geldiğimiz nokta Cumhurbaşkanı Tatar’ın da tarif ettiği, gerçekçi temeller üzerine yeni bir siyaseti zorunlu kılıyor. Bunun başka yolu yok. Bizden söylemesi…

Bu haber 15 defa okunmuştur

:

:

:

: