Türkiye dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gururla tanıttığı Çelik Kube Hava Savunma Sistemi ile savunma sanayiinde yeni bir eşiğe adım attı.
Bu sistem, yalnızca teknolojik bir kazanım değil; aynı zamanda bağımsızlığın, caydırıcılığın ve bölgesel güç olmanın en önemli göstergelerinden biri.
Çelik Kube, Türkiye’nin 783 bin kilometrekarelik vatan toprağını bir şemsiye gibi koruyacak.
Üstelik yalnızca Anadolu coğrafyası değil, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de bu güvenlik kalkanının altında yer alacak.
Böylece “Mavi Vatan” doktriniyle şekillenen Türkiye’nin denizlerdeki hak ve menfaatleri de bu sistemle daha güçlü bir güvenceye kavuşacak.
Hava savunması, bir ülkenin güvenlik mimarisinin en kritik unsurudur.
Gökyüzünden gelebilecek tehditlere karşı etkin bir koruma sağlayamayan devletler, bağımsızlıklarını da riske atarlar.
Bugün Türkiye, yerli ve milli mühendisliğiyle geliştirdiği Çelik Kubbe sayesinde, yalnızca hava sahasını değil, aynı zamanda karar alma süreçlerini, caydırıcılığını ve jeopolitik etkinliğini de koruma altına almış durumda.
Savunma sanayiinde son yirmi yılda yaşanan ilerleme, artık dünyada örnek gösterilen bir seviyeye ulaştı.
İHA ve SİHA’lar, zırhlı araçlar, milli muharip uçak Kaan, deniz platformları ve füze sistemleri derken Türkiye, kendi savunmasını yalnızca dışa bağımlı olmadan sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda bu alanda ihracat yapan sayılı ülkeler arasına da girmiş bulunuyor.
Çelik Kubbe, bu zincirin en güçlü halkalarından biri olacak.
Bu başarı aynı zamanda Türkiye’nin geleceğe dönük vizyonunun da parçası. Savunma sanayiindeki millileşme hamlesi, yalnızca askeri değil, ekonomik ve siyasi bağımsızlığın da garantisidir. Çünkü güçlü bir savunma, güçlü bir diplomasi demektir. Türkiye’nin sözünün değeri, ürettiği teknolojiyle doğru orantılıdır.
Çelik Kubbe, sadece bir hava savunma sistemi değil; bir kararlılığın, bir vizyonun somut tezahürüdür.
Bugün Türkiye, “güvenli vatan” şemsiyesiyle yoluna daha emin adımlarla devam ediyor.
Bundan sonra gökyüzüne bakan her Türk vatandaşının gönlünde, artık Çelik Kubbe’nin sağladığı güven duygusu olacak. Elbette Kıbrıslı Türkler olarak bizler de bu güven duygusundan fazlasıyla nasipleneceğiz. Bizden söylemesi…