Netanyahu’nun oyun planındaki Kıbrıs!

Kıbrıs sorununu uzun yıllardır “Kıbrıslı Türkler ile Rumların uzlaşmazlığı” olarak görmek, aslında büyük resmi ısrarla gözden kaçırmak demektir. Oysa ada, Doğu Akdeniz’in tam kalbinde, enerji hatlarının, ticaret yollarının ve askeri dengelerin kesişim noktasında yer alıyor.

Kıbrıs sorununu uzun yıllardır “Kıbrıslı Türkler ile Rumların uzlaşmazlığı” olarak görmek, aslında büyük resmi ısrarla gözden kaçırmak demektir. Oysa ada, Doğu Akdeniz’in tam kalbinde, enerji hatlarının, ticaret yollarının ve askeri dengelerin kesişim noktasında yer alıyor.

Bu nedenle Kıbrıs meselesini sadece iki toplumun anlaşmazlığına indirgemek, bölgedeki küresel ve bölgesel güçlerin hamlelerini görmezden gelmek anlamına gelir.
İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, bundan sekiz yıl önce Crans-Montana sürecinde müzakerelerin çökmesine ilişkin dikkat çekici bir iddia ortaya koydu
Talat’a göre Crans-Montana sürecinde İsrail Başbakanı Netanyahu, dönemin Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiadis’e “Siz deli misiniz, neden Türklerle ortak oluyorsunuz? Zaten Kıbrıs Cumhuriyeti sizin” diyerek federasyona karşı telkinde bulundu.
Talat, “Anastasiadis de bu telkinin ardından masadan kaçabilmek için tek yolun iki devlet tezini gündeme getirmek olduğuna karar verdi. Netanyahu fısıldadı, dönemin Rum lideri Anastasiadis masayı devirdi” ifadelerini kullandı.
Bu olay bile tek başına Kıbrıs’ın, İsrail’in bölgesel stratejisinde ne kadar önemli bir yer tuttuğunu gösteriyor.
Bugün geldiğimiz noktada Gazze’ye yönelik saldırılardan İran’la yaşanan gerilime kadar pek çok cephede İsrail, Kıbrıs’ı adeta bir lojistik üs olarak kullanıyor.
Sadece askeri operasyonlar değil, sivil havacılık bile bu oyunun parçası haline geldi. İran’ın füze saldırıları karşısında yolcu uçaklarının Kıbrıs havalimanlarına yönlendirilmesi, adanın artık bir tür “bölgesel sığınak” haline geldiğini ortaya koyuyor.
Dolayısıyla Kıbrıs meselesini değerlendirirken artık sadece Lefkoşa’daki müzakere odalarına bakmak yetersiz kalıyor.
Bugün adada yaşanan her gelişme, Washington’dan Moskova’ya, Tel Aviv’den Tahran’a uzanan geniş bir satranç tahtasının hamleleriyle bağlantılı. Kıbrıslı Türkler ve Rumlar, bu büyük oyunun içinde kendi kimlikleri, hakları ve gelecekleri için mücadele etseler de, denklemi asıl belirleyen bölgesel ve küresel güçlerin çıkar çatışmaları oluyor.
Kısacası, Kıbrıs sorunu sadece Kıbrıslıların değil, tüm Doğu Akdeniz’in ve hatta Ortadoğu’nun kaderini etkileyen bir düğüm. Bu nedenle çözümü de yalnızca iki tarafın masaya oturmasıyla değil, büyük güçlerin bölgedeki stratejilerini gözden geçirmesiyle mümkün olabilecek kadar karmaşık bir mesele.
Dolayısıyla Kıbrıs sorununu Doğu Akdeniz’deki büyük satranç oyunundan ayırıp sadece Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasında bir anlaşmazlık olarak görmek büyük hata olur. Bizden söylemesi…

Bu haber 52 defa okunmuştur

:

:

:

: