Son yıllarda 15 binden fazla İsrail vatandaşı adaya yerleşti. Sadece turist gibi gelmediler. Ev, otel, arazi aldılar. Sinagoglar kuruldu, Yahudi okulları açıldı.
Son yıllarda 15 binden fazla İsrail vatandaşı adaya yerleşti. Sadece turist gibi gelmediler. Ev, otel, arazi aldılar. Sinagoglar kuruldu, Yahudi okulları açıldı. Turizm diye başladılar ama artık kimse sadece tatil yapıldığını düşünmüyor. Çünkü bazı haritalarda Kıbrıs vaat edilmiş topraklar arasında gösteriliyor. Halk bu yüzden tedirgin. Bu sadece, güneş, kum, deniz meselesi değil.
Bu bir inancın, bir planın parçası. Ama bu kez Filistin’deki gibi tanklarla bombalarla değil.
Bu kez savaş sessiz. Silah yok ama toprak el değiştiriyor. Ev fiyatları yükseliyor, gençler artık kira ödeyemiyor. Halk merkezin dışına itiliyor. Kenara sürülüyor. Bu işgalin silahı para, ordusu medya, kurşunu imaj.
Ve sonuç insanlar kendi vatanında adeta yabancıya dönüşüyor. İşte asıl yıkım burada başlıyor. Halk konuşmamayı öğreniyor. İsrail hakkında konuşursan antisemit derler korkusu yayılıyor. Halk kendi kimliğini savunuyor. Gençler boş verin kimliği para gelsin diyor. Yaşlılar susuyor. Kültür siliniyor.
İkinci dünya savaşından sonra Yahudiler İsrail’e giderken önce Mağusa’da toplanmıştı. Mağusa’dan İsrail’e gitmişlerdi. O yüzden Mağusa İsrail için fevkalade önemli bir anlam ifade ediyor.
Bugün İsrail’in Orta Doğu’da dostu yok. Ülkelerinde herhangi bir saldırıya uğrarlarsa kaçacakları bir yer de yok. Star Kıbrıs olarak 7 Şubat 2011’de “Küçük İsrail için büyük adım mı?” sorusunu manşete taşıyarak, kamuya ait arazilerin KKTC’de İsrailli bir firmaya 99 yıllığına kiralanma çabasını sorgulamıştık. Star Kıbrıs ve Ada TV’nin verdiği mücadele, Karpazia’da 270 dönüm arazinin İsraillilerin eline geçmesini önlemişti. Marina yapıldı ama evler olmadı. 500 konutun yapılması önlendi. Projeyi planlayanlar “hem ev hem tekne al” diye pazarlamak istiyorlardı.
O günden sonra İsrail, Güney Kıbrıs’a yöneldi.
O mücadelenin ne kadar haklı bir mücadele olduğunu geçtiğimiz aylarda yaşanan İsrail-İran savaşında gördük. İran’ın attığı bombalardan korunmak isteyen İsrail, halkını, uçaklarını, değerlen mallarını, güvenle liman olarak gördükleri Güney Kıbrıs’a taşımıştı. Küçük küçük teknelerle İsrail adeta Güney Kıbrıs’a akın etti.
Kıbrıs’ın İsrail için taşıdığı önemi Star Kıbrıs olarak bizler 14 yıl önce gündeme getirmiştik. Gelinen noktada Netanyahu, Güney Kıbrıs’ta adeta yönetimi devraldı. AKEL de açık açık bu eleştiriyi dile getiriyor.
İsrail’ın Kıbrıs planı sadece Kıbrıslı Türkler için değil Rumlar için de büyük tehdit. Bizden söylemesi…