KIBRIS SORUNU MÜZAKERELERLE ÇÖZÜLME ŞANSINI KAYBETMİŞTİR

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs sorununun müzakerelerle çözülme şansını kaybettiğini belirterek, “Yoktur böyle bir olasılık. Bu kadar net konuşuyorum.” dedi.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs sorununun müzakerelerle çözülme şansını kaybettiğini belirterek, “Yoktur böyle bir olasılık. Bu kadar net konuşuyorum.” dedi.

Rum tarafının bir Rum devleti yarattığını ve adına “Kıbrıs Cumhuriyeti” dediğini belirten Ertuğruloğlu, nihai hedefinin de yarattığı Rum devletinin bütün ada üzerine egemen olacağı bir yapıyı yaratmak olduğunu dile getirdi.

Bu bağlamda çeşitli temasların devam ettiğini kaydeden Ertuğruloğlu, temasları çerçevesinde “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çalışmaları döneminde New York'a gittiklerini ardından Washington'da düşünce kuruluşlarıyla temaslarda bulunduklarını, New York sonrası Azerbaycan'da gerçekleştirilen Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi’ne de katıldıklarını belirtti.

Ertuğruloğlu, şunları kaydetti:

“Ama bütün bunların öncesinde iki tane beşli görüşme yaşandı. Bildiğiniz gibi biri Cenevre'de, biri New York'ta… Genel Sekreter’in planı, düşüncesi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki seçimler sonrasında tekrar bir beşli toplantı düzenleme… Şimdi bunu söyleyince aklıma şu geldi: New York'taki görüşmenin kapanış dakikalarında Genel Sekreter ‘işte bir üçüncü beşli görüşmeyi kuzeydeki seçimlerden sonra’ dediği anda Hristodulidis'in çok kaba bir şekilde Genel Sekreter’in sözünü keserek ‘Seçimler diyemezsiniz. Seçimler devletlerde olur’ diye bir cümlesi oldu. Bu çok anlamlı ve önemli bir cümle… Hristodulidis'e göre, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diye bir devlet yoktur. Dolayısıyla BM Genel Sekreteri'nin de seçim sözcüğünü kullanmaması lazım. Çünkü, BM Genel Sekreteri seçim sözcüğünü kullanırsa ‘bu burada bir devlet olduğunun' işaretidir. Buna anında itiraz etti ve maalesef Genel Sekreter ‘yılsonuna doğru’ diye bir düzeltme yaparak toplantıyı kapattı.”

Ülkedeki seçim sürecinde de ön plana çıkan konunun Kıbrıs konusu olduğunu söyleyen Ertuğruloğlu, şöyle devam etti:

'KKTC’nin varlığını kabul etmesini talep ettiğimiz beklediğimiz ülkelerden önce ben hep şunun üzerinde daha fazla durdum. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin içinde, KKTC’nin varlığını benimsemeyen siyasi partiler ve siyasi kimlikler olduğu sürece, bu kişilerin başka ülkelerin bizi tanıyıp tanımama konusunda görüş ifade etmeleri ve KKTC’nin yaşamakta olduğu sıkıntıları adeta mutlulukla karşıladıkları bir ortamda olduğumuza dikkat çekmek istiyorum. Yani başkalarının bizi tanımasını beklemeden önce bizim kendimizi tanıma sorumluluğumuz olduğunu düşünüyorum.”

Ertuğruloğlu, KKTC'yi tanımasını bekledikleri ülkelerin 'Bunların kendi içinde bile bu devletin varlığını kabul etmeyen partiler, insanlar var diye” yorum yapmalarının Kıbrıs Türk halkına yapılan bir hizmet olmadığını kaydetti.

Ertuğruloğlu, bunun tam tersine Kıbrıs Türk halkına yapılan bir hakaret, kötülük ve haksızlık olduğunu söyledi.

Kıbrıs sorununun müzakerelerle çözülme şansını kaybettiğini vurgulayan Ertuğruloğlu, “Yoktur böyle bir olasılık. Bu kadar net konuşuyorum. Bunları söylediğim için yine birileri olduk olmadık suçlamalarla beni eleştirmeye çalışacak. Olsun alıştık yıllardır…. Ama tekrar ediyorum, Kıbrıs sorunu müzakerelerle çözülme şansını çoktan kaybetmiştir. Ne zaman kaybetti? Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti diye kabul görmesinden sonra kaybetti.” dedi.

Rumların bütün müzakere yöntemiyle kendilerine eşit görmedikleri Kıbrıs Türk’ü ile eşit ortaklık zemininde yeni bir anlaşmaya gitme ihtiyacı ve inisiyatifi kalmadığını dile getiren Ertuğruloğlu, şöyle devam etti:

“Çünkü Rum baktı ki bütün dünya kendisini Kıbrıs Cumhuriyeti diye kabul ediyor, her yerde üye, bizim üzerimizde ambargolar uygulatıyor. Türkiye’yi işgalci ülke diye suçlama şansını yakalamış, olabildiğince de silahlanıyor. Bir yığın müttefik bulmuş kendisine, peki bizimle müzakereler yoluyla Kıbrıs sorununu nasıl çözecek?”
Bu haber 73 defa okunmuştur

:

:

:

:

DİĞER HABERLER