'SON 5 YIL BOŞ GEÇTİ'
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, Maviş, son beş yılda resmi müzakerelerin yapılmadığını belirterek, sürekli olarak New York’a gidip görüşmeler yapılan bir anlayışın hakim olduğunu ifade etti. Bu seçimlerde de açık bir müdahale olduğunu gözlemlediklerini kaydeden Burak Maviş, “Ancak bu müdahaleyi yalnızca biz fark etmiyoruz. Adanın kuzeyinde, hükümetin yarattığı olumsuzluklar ve eşitsizlikler altında ezilen aydın bir toplum var ve bu toplum olan biteni görüyor. Kültürel kodlarımız buna göre şekillenmiş durumda ve artık siyasetin üzerinden yapılan müdahaleleri kabul etmiyor” dedi. İki toplumlu etkinliklerde ve Avrupa Komisyonu ile Avrupa Parlamento temsilcileriyle yapılan temaslarda da eksiklikler yaşandığını belirten Maviş, Tufan Erhürman gibi bir liderin bu boşluğu doldurabileceğini ve olumlu atmosferler yaratabileceğini bu sebeple Cumhurbaşkanı Adayı Tufan Erhürman’a açık destek verdiklerini ifade etti.
“MÜDAHALE VARSA, MÜCADELE DE VARDIR!”
Maviş, müdahale varsa mücadele de olması gerektiğini ifade ederek, “Bu müdahaleleri görüp sözümüzü açıkça söylememiz gerekiyor. Tarafsız olma lüksümüz yok. Bağımsız olmak ile sorumluluktan kaçmamak birbirine karıştırılmamalı. Bugün Cevdet Yılmaz, Süleyman Soylu, Ahmet Erbaş veya Mesut Özil gibi isimler bu ülkeye geliyorsa, bu bir müdahaledir; ancak müdahale var diye kenara çekilip seyretmek söz konusu olamaz” şeklinde konuştu.
“TATAR, BAŞKANLIK REJİMİNE BENZER SENARYOLAR İLE PROPAGANDA YAPTI”
Ersin Tatar’ın “Atak Diplomasi, Halk İçin Eğitim” anlayışıyla hareket etmesini eleştiren Maviş, “Ancak son beş yıl toplum yararına boyunca ciddi bir eylemsizlik gözlemlendi. Evliya Çelebi gibi Türkiye’de dolaşmadığı, fahri doktora unvanı almadığı yer kalmadı; fakat Cumhurbaşkanlığı görevleri arasında olmamasına rağmen hükümetin yetki alanına giren konularda Türkiye’deki başkanlık rejimi benzeri senaryolar kurgulayıp billboardlarda propaganda yaptı” dedi.
EĞİTİM ALANINDAKİ EKSİKLİKLER
Eğitim alanına özellikle dikkat çeken belirten Maviş, “Çocuklarımızın güvenli ve çağdaş eğitim kurumlarında öğrenim görmesini sağlamak temel hedef olmalı. Eğitim Bakanı, 29 okulun güçlendirildiğini açıklarken, şu anda 20 okulda şantiye çalışmaları devam ediyor ve 30 okulda 252 konteyner bulunuyor” dedi.
“26 YENİ OKUL HÂLÂ TAMAMLANMADI”
Maviş, üç yıl önce Türkiye ile imzalanan protokolle 26 yeni okul yapılacağı söylendiğini hatırlatarak, “Ancak bu okullar hâlâ tamamlanmadı. Yapılan okulların büyük kısmı iş insanları ve belediyeler aracılığıyla inşa edildi. Açılışlarına katılıp kurdele kesiliyor. Sn. Tatar mesleki ve teknik alanlarda yeni bölümler açılacağını söylüyor; ancak öncelik mevcut okullara sahip çıkmak olmalıydı. Beş yıl boyunca meslek okullarına girilip denetlendi mi? Hangi yeni bölümler açıldı?” diye sordu.
“EĞİTİM VE İSTİHDAM POLİTİKALARI HEDEFİ KARŞILAMIYOR”
Maviş, toplumun iş gücünün büyük ölçüde üçüncü dünya ülkelerinden gelen iş gücüyle dönmesinin eğitim ve istihdam politikalarının yetersizliğine bağlı olduğunu kaydederek, “Meslek okullarından mezun olanların yüzde kaçı kendi alanlarında çalışabiliyor. Çocuklar meslek edindiğinde hak ettikleri maaşı alabilmeli, oysa bugün eğitim ve istihdam politikaları bu hedefi karşılamıyor ve billboardlarla yapılan propagandalarla kamuoyunun aklıyla oynanıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar’ın yaptığı bir açıklamada “1000 Euro asgari ücret fazladır” diyerek en büyük hatasını itiraf ettiğini ifade eden Maviş, “Mesleki eğitim politikasının eksikliği ve üretime katkı sağlama noktasındaki ihmaller, toplumun geleceğini ciddi şekilde etkiliyor” dedi.
ÜNİVERSİTELERDEKİ SORUNLAR
Maviş, üniversitelerin uluslararası alanda rekabet gücünün artırılacağı yönündeki açıklamalara rağmen, YÖDAK’a atanan bazı kişilerin yolsuzlukla anıldığını kaydetti. Maviş, “Eski eğitim bakanı sahte diploma satıyor; hatta sahte diploma satan kişinin kendisinin diplomasının da sahte olduğu ortaya çıkıyor” dedi.
Maviş, köklü üniversiteler olmasına rağmen Ersin Tatar’ın desteği ile Türkiye’den iş insanları getirilip onlara butik üniversiteler açtırıldığını ifade ederek, “Üniversite sayısı 23’e ulaşıyor; ancak bu kurumların üretim ve akademik yayın kapasitesi çok sınırlı. Bu üniversiteler neredeyse sadece diploma veriyor. Yaratılan sistemin bir parçası olarak, diplomaların kişiler tarafından kolayca elde edilebildiği ve meslek hayatında avantaj sağlamak için kullanılabildiği Mahkeme tutanaklarına geçmiştir. Bu durum sosyal ahlaki çöküşün bir parçasıdır” dedi.
“TATAR’IN GÖREV SÜRESİ BOYUNCA ÖĞRENCİ SAYISI AZALDI”
Maviş, üniversitelerin uluslararası düzeydeki başarılarının da sınırlı kaldığını kaydederek, “Tatar göreve başladığı günden bu yana yurt dışından gelen öğrenci sayısında belirgin bir düşüş yaşandı ve bu ülkedeki yükseköğretim alanı ciddi şekilde etkilendi.
“TOPLUMSAL HAKLARIMIZI SAVUNMAYA DEVAM EDİYORUZ”
Kıbrıs Türk Toplumu’nun tarih boyunca karşılaştığı zorluklara da değinen Maviş, toplumun özne bilinci ve demokrasi mücadelesinin önemine vurgu yaptı. “Toplumsal birliğimiz kolay oluşmadı; İngiliz döneminde başka zorluklarla boğuştu, 1963-74 yılları arasında evinden barkından çıkmak zorunda kaldı. Öğretmenlerimiz toplumsal mücadelede büyük fedakârlık gösterdi. Bugün ise bağımsızlık ve sorumluluk anlayışıyla toplumsal haklarımızı savunmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.