Erhürman’ın zaferinin sonuçları olacak

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sandıktan çıkan sonuçla yeni bir döneme girdi. Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Sayın Tufan Erhürman, halkın iradesiyle cumhurbaşkanı seçildi. Bu sonuç, hem iç siyasette hem de dış politikada önemli mesajlar barındırsa da, dış politikada köklü bir eksen değişikliğine yol açacak gibi görünmüyor.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sandıktan çıkan sonuçla yeni bir döneme girdi. Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Sayın Tufan Erhürman, halkın iradesiyle cumhurbaşkanı seçildi. Bu sonuç, hem iç siyasette hem de dış politikada önemli mesajlar barındırsa da, dış politikada köklü bir eksen değişikliğine yol açacak gibi görünmüyor.
Çünkü Erhürman, kampanya döneminde de açıkça ifade ettiği gibi, Ankara ile istişare içinde bir dış politika yürüteceğini, devletin teamüllerine ve diplomatik dengeye bağlı kalacağını defalarca dile getirmişti. Dolayısıyla ilk yurt dışı ziyaretini Ankara’ya yapacak olması, devlet ciddiyetinin ve Kıbrıs Türk halkının anavatanla bağlarının bir teyidi olacaktır.
Rum lider Nikos Hristodulidis, seçim öncesi yaptığı açıklamada Erhürman ile görüşmeye hemen ilk geceden hazır olduğunu ilan etti. Ancak bu aceleci çağrının karşılığını hemen bulamayacağı açık.
Çünkü Erhürman, diplomasi sahnesine duygularla değil, ilkesel bir duruşla çıkacaktır. Ankara ziyareti tamamlanmadan, herhangi bir müzakere masasına oturmayacaktır. Ve unutmamak gerekir ki, Erhürman’ın Güney ile olası bir müzakere süreci için ortaya koyduğu bazı ön koşullar vardır. Bu koşullar, sadece iyi niyet beyanı değil; siyasi eşitlik ve karşılıklı saygı ilkelerine dayalı, Kıbrıs Türk halkının onurunu koruyan taleplerdir.
Ancak Hristodulidis’in bu şartları kabul etmesi gerçekçi görünmemektedir. Çünkü Güney Kıbrıs’ta siyasal zemin Erhürman’ın vizyonuna uygun değildir.
“En iyi Türk ölü Türktür” diyen ELAM Partisi’nin üçüncü büyük siyasi güç hâline gelmesi, Rum tarafındaki toplumsal psikolojiyi açıkça göstermektedir. Dolayısıyla Erhürman’ın seçilmesi, aslında Güney’in yıllardır uluslararası arenada sürdürdüğü “çözüm isteyen taraf” maskesini düşürecektir. Artık dünya, Kıbrıs sorununun tıkanma noktasının Lefkoşa’nın kuzeyinde değil, Güney’deki samimiyetsizlikte olduğunu daha net görecektir.
O yüzden Erhürman’ın Ankara ziyareti sonrası Hristodulidis ile ara bölgede yapacağı görüşme çay kahve toplantısından öteye gidemez.
İç politikada ise bu seçim, hükümet ortaklarına verilmiş ağır bir uyarıdır. UBP-DP-YDP koalisyonu, Ersin Tatar’a verdikleri destekle halkın karşısına tek blok olarak çıkmış, ancak sandıktan yenilgiyle ayrılmıştır. Bu tablo, halkın hükümete duyduğu güvensizliğin bir kez daha teyididir.
Koalisyon ortaklarının da artık bunu görmezden gelmesi mümkün değildir. Zira sahada, sokakta ve sandıkta erken seçim rüzgârı çoktan esmeye başlamıştır. Mart ayına kadar erken seçim çağrıları daha da yükselecek, ülke yeni bir siyasal sürecin içine girecektir.
Muhalefet açısından ise Erhürman’a verilen oyların tamamının ilk erken seçimde kendilerine geleceğini hesaplamak büyük bir siyasi yanılgı olur. Çünkü bu oyların önemli bir bölümü “ödünç” oylardır.
Dolayısıyla önümüzdeki bir kaç ay onlar için de kritik bir sınavdır.
Sonuç olarak; bu seçim sadece bir cumhurbaşkanlığı yarışı değil, Kıbrıs Türk halkının yeni bir siyaset anlayışına yönelmesidir. Erhürman’ın zaferi, halkın değişim isteğinin, dürüst siyaset ve adalet talebinin somut ifadesidir. Güney’in maskesi düştü; şimdi gerçek yüzler konuşacak, diplomasi sahnesinde de samimiyet testine girilecektir. Bizden söylemesi…
Bu haber 71 defa okunmuştur

:

:

:

: