Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yeni bir dönem başlıyor. Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, yarın yapılacak devir teslim töreninin ardından resmen göreve başlayacak.
Törene Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın da katılacak olması, Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkına olan tam desteğinin en açık göstergesi niteliğinde.
Bu katılım hem sembolik hem de siyasi anlamda büyük önem taşıyor; çünkü Ankara, Kıbrıs Türk halkının iradesine ve yeni döneme açıkça sahip çıkıyor.
Erhürman, seçim kampanyası süresince “yeni bir müzakere dili” vurgusu yapmıştı. Bu nedenle, göreve başlar başlamaz izleyeceği diplomatik hattın hem Lefkoşa’da hem Ankara’da hem de Brüksel’de yakından izleneceği kesin.
Eski Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın iki devletli çözüm yaklaşımı, uluslararası çevrelerce eleştirilmiş; ancak Tatar, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve siyasi eşitliğini savunarak “federasyon masasına dönmeyeceğini” net biçimde ifade etmişti. O dönemde Rum tarafı, çözümsüzlüğün sorumluluğunu Tatar’a yüklemişti. Şimdi ise tablo değişti.
Erhürman, “iki masa” fikrini ortaya koyarak yeni bir diplomasi çizgisi öneriyor: biri müzakere masası, diğeri görüşme masası.
Bu yaklaşım, diyalog kanallarını tamamen kapatmadan, kontrollü bir esneklik sağlama çabası olarak okunabilir. Ancak Erhürman’ın da açıkça dile getirdiği gibi, müzakerelerin başlaması için dört temel şart bulunuyor. Bu şartların başında Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliğinin kabul edilmesi geliyor. Fakat Rum yönetiminin bugüne kadarki tutumu, bu şartları kabul etme yönünde en ufak bir irade göstermedi.
İşte asıl soru burada ortaya çıkıyor: Güney Kıbrıs bu şartları kabul etmezse Erhürman nasıl bir yol izleyecek?
Federasyon müzakerelerine şartlı oturmak bir taktik olarak anlaşılabilir; ancak karşı taraf bu şartları reddederse, masa yine devrilecek demektir.
O zaman, Ersin Tatar döneminde olduğu gibi, bu kez çözümsüzlüğün faturasını kime kesecekler? Rum yönetiminin alışıldık tavrı, “Türk tarafı inat ediyor” söylemiyle uluslararası desteği kendi tarafına çekmek. Ancak bu kez durum farklı.
Kıbrıs Türk halkı, artık süslü masalarda değil, somut adımlarda çözüm arıyor. Tufan Erhürman, iki masayla yeni bir denge kurmaya çalışıyor; ancak asıl sınav, Rum tarafının samimiyetinde verilecek. Eğer Lefkoşa’nın güneyinde aynı inatçı tutum sürerse, Erhürman dönemi de “yeni sayfa” değil, “eski hikâyenin devamı” olarak tarihe geçecek.
Erhürman böyle bir durumda da yola nasıl devam edeceğini şimdiden açıklamalı. Bizden söylemesi…