Yunanistan Başbakanı Miçotakis, Doğu Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerin katılacağı yeni bir forum önerdi. Rum basınına göre öneri, ABD’nin bölgesel diplomasi hamleleriyle bağlantılı.
Siyasi gözlemciler, “Perde gerisinde çeşitli düzeylerde devam eden yoğun hareketlilik, Doğu Akdeniz’deki Türk-Yunan anlaşmazlığı ve Kıbrıs sorununda ‘bir şeyler olduğu’nu ortaya çıkarıyor” yorumu yapıyor.
Peki Miçotakis’in, Doğu Akdeniz’e kıyısı olan Türkiye, Yunanistan, Mısır, Libya ve Güney Kıbrıs ile ilgili önerisine Güney Kıbrıs nasıl bakıyor?
Hristodulidis şimdilik çekimser kaldı, detayları görmek istediğini söyledi.
Ancak ve ABD ve Yunanistan karşısında direnme imkanı yok.
Durumu fırsata çeviren Türkiye ise Kıbrıslı Türklerin toplantıda temsil edilmesi şartını öne sürdü.
Trump’ın Afrika danışmanı Massad Boulos’un perde gerisinde gerçekleştirdiği temasların, bütün müdahil ülkelerin çıkarına olacak bir anlaşmayı hedeflediği belirtiliyor.
Bu anlaşmanın Avrupa’yı Rusya’ya bağımlılıktan kurtaracağı ve enerji programlarını engelleyen meseleleri çözmesi bekleniyor.
Geçen hafta yazmıştık.
Amerikan haber dergisi Washington Examiner, yarım asırlık çıkmazın ardından Kıbrıs’ın ABD Başkanı Trump yönetiminde yeni ve dinamik bir çözüm çabasının merkezinde bulunabileceğini iddia etmişti.
Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi gibi bölgesel anlaşmalardaki deneyimiyle Trump’ın Ankara’ya BM’nin asla sunamayacağı bir takım stratejik teşvikler sunabileceği ileri sürüldü.
Adada yenilenmiş bir güç paylaşımı planı karşılığında, Avrupa desteğiyle artırılmış savunma işbirliği ve ticaret seçeneklerinin öne çıkabileceği belirtiliyor.
Bu bağlamda Trump’ın Kıbrıs’a Büyükelçi olarak iş insanı John Breslow’u atamayı düşündüğü ve bu seçimin ABD’nin Kıbrıs’taki önceliğinin yatırım ve enerji alt yapısını işaret ettiği kaydediliyor.
Cuma günü çıkan yazımızda “tüm bu meseleler ABD ile Türkiye arasındaki son dönemde bölgede uzlaşılan pek çok konunun bir parçası olabilir mi?” diye sormuk.
Aslında Star Kıbrıs olarak 15 Ekim 2025 tarihinde “Trump formülü” olarak Star Kıbrıs’ta bunu yazdık da… Yazı Güney’de Rum basınında da büyük yankı bulmuştu:
O fikirleri bir kez daha hatırlatalım.
Kıbrıs sorununun çözümü yıllarca garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere ile adada yaşayan Kıbrıslı Türkler ile Rumların tutumuna bağlıydı.
Ancak şu an değişti. Peki neden değişti?
Bunun ilk sebebi ada etrafındaki deniz altındaki hidrokarbon yataklarıdır.
Rusya’ya karşı enerji bağımlılığından kurtulmak isteyen Avrupa’nın bu kaynaklara şiddetle ihtiyacı vardır.
İkincisi Orta Doğu’da yıllardır yaşanan kaotik atmosfer nedeniyle Kıbrıs adası Doğu Akdeniz’de adeta bir uçak gemisi gibidir.
Zaten o yüzden Fransa, ABD, İngiltere, İsrail hatta Hindistan bile Güney’e yerleşti.
Durum öyle bir hal aldı ki Yunanistan’ın bile kontrolünden çıktı.
Yani Güney Kıbrıs’taki Rum halkı Kıbrıs sorununda bu karmaşık koalisyondan ötürü artık kendi başına karar veremeyecek noktaya geldi.
Bunu sadece biz değil Güney’deki Rum halkı da kabul ediyor.
Kıbrıs’ın uzun yıllardır birleşmesi konuşuldu. Bu iki şekilde olabilirdi. Ya Rumlar adanın tamamına hakim olacaktı ya da federasyon olacaktı.
Ancak iki yol da açılamadı.
Peki diğer ülkelerin menfaatleri açısından meseleyi ele alalım. İngiltere’nin elinde iki askeri üssü var o şu anki durumdan memnundur.
ABD ve İsrail ne düşünüyor?
İki ülke açısından da bu adanın bölünmüşlüğü kendi lehlerinedir. İsrail uzun zamandır kendisine zor zamanlarda halkının güvenliği açısında ikinci bir ülke arıyordu. Bunu Güney Kıbrıs’ta buldu.
ABD için de en önemli yol Kıbrıs’ın ikiye ayrılmasıdır. “Divide and rule” yani “böl ve yönet” ABD’nin en temel dış politika felsefesidir.
Yani Kuzey’de Türkiye’nin kontrolünde, Güney’de İsrail’in yönetiminde bir Kıbrıs’ı destekler.
Demek ki şu anda Kıbrıs’ın istikbalinde adada yaşayan ilk halkın dışında dünyadaki diğer devletler de bir rol oynayacaksa, Kıbrıs’ın ikiye bölünmesi hepsinin menfaatinedir.
Kuzey Kıbrıs o yüzden bugüne kadar izlenen yolun aksine tanınabilir. Bunda da en etkili aktör ABD Başkanı Donald Trump olacaktır.
Rum lider Hristodulidis, Mısır'da kısa bir konuşma yaptığı ABD Başkanı Donald Trump ile Kıbrıs konusunu görüştüğünü açıkladı. Rum medyası da, ''Türkiye bölgemizde çok önemli bir ülke. Üstelik sadece bu değil. Olaylar ve gelişmeler, prestijinin sürekli arttığını gösteriyor'' yorumları yaptı.
Hemen ardından ''Trump, Hristodulidis'in kulağını çekmeye karar verirse ne olacak, ne isteyecek?'' sorusunu sordu.
Rum kamuoyunun en büyük korkusu Trump’ın yerleşik kararların ötesinde sıra dışı tutum belirleyen yapısı. Kıbrıs konusunda da Trump’ın ezberleri bozan bir adım atması, Güney’i ödünü koparıyor.
Gazze’de varılan mutabakatın ardından “Yeni bir Orta Doğu oluşturuluyor” diyen Trump’ın yeni hamlelerini izleyip göreceğiz…”