Geleceği doğru inşa etmek

Geçtiğimiz günlerde duayen yazarlarımızdan Sayın Ahmet Tolgay sosyal medya hesabından dikkat çekici bir paylaşım yaptı. Kırnı Tavukçuluk reyonuna girdiğinde duvarda şu duyuruyu gördüğünü yazıyordu: “1 Kasım’dan itibaren tüm ödemeler yalnızca kredi kartı ile yapılacaktır.”

Geçtiğimiz günlerde duayen yazarlarımızdan Sayın Ahmet Tolgay sosyal medya hesabından dikkat çekici bir paylaşım yaptı. Kırnı Tavukçuluk reyonuna girdiğinde duvarda şu duyuruyu gördüğünü yazıyordu: “1 Kasım’dan itibaren tüm ödemeler yalnızca kredi kartı ile yapılacaktır.”

Bu küçük gibi görünen duyuru aslında büyük bir zihniyet değişiminin göstergesiydi. Sayın Tolgay, “Ticaret dünyamızda hâlâ nakit ödeme tercih eden, kayıt dışılıkla vergi denetiminden kaçan işletmeler varken; Hacı Ali Şirketi’nin bu adımı örnek olmalıdır.” diyerek bu kararı takdirle karşıladı ve kanaatini sosyal medyada paylaştı.

Ben de o paylaşımın altına şu satırları yazmıştım. Rahmetli eşim, Ziraat Yüksek Mühendisi Özel Berova, o dönemde mücahitlik görevini Gönyeli ve Kırnı (bugünkü Pınarbaşı) köylerinde yapmıştı. Gönyeli’de sebze üretimiyle, Pınarbaşı’nda ise mücahitlerin yemek ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tavukçulukla ilgileniyordu. Mustafa Hacı Ali Bey, rahmetli eşimden aldığı bilgi ve teşvikle bu çalışmaları ilerleyen yıllarda sürdürdü. Mustafa Hacı Ali Bey’in Bandabuliya’daki dükkânında kendi ürettiği tavukları sattığı günleri, yardımseverliğini ve öğrenme isteğini eşimle yaptığı ciddi sohbetlerden hatırlıyorum. Kendisini rahmetle anıyor, bıraktığı mirası sürdürenlere başarılar diliyorum.

Bu anı, bugünkü kararın köklerini anlamak açısından önemlidir. Hacı Ali ailesi yalnızca üretim yapan değil; çalışkanlık, dürüstlük ve toplumsal sorumluluk değerlerini kuşaktan kuşağa aktaran bir gelenektir. KKTC’de köklü ve istihdam yaratan bir işletmenin kayıtlı, şeffaf ticaret yönünde attığı bu adım, resmî gazetede yayımlanan tebliğlerle de örtüşen bir yaklaşımı yansıtmaktadır. Ancak bazı yorumlar, duyurunun özünü yanlış değerlendirdi. Kimi “Yaşlı insanlar kredi kartı mı kullanıyor” derken kimisi “Halkın alım gücü belli, kart şartı olmaz” ifadeleriyle tepki gösterdi. Oysa bu duyuru yasal bir zorunluluk değil, işletmenin ticari bir tercihi ve vizyonunun sonucudur.

Burada önemli olan, “nakit kabul etmeme” kararı ile “POS cihazı kullanma zorunluluğu” arasındaki farkı doğru anlamaktır. Devletin 1 Ocak 2026 tarihinde yürürlüğe koyacağı düzenleme, tüm mükelleflerin EFT-POS özellikli yeni nesil yazar kasalar kullanmasını şart koşuyor. Yani her satış işlemi elektronik ortamda Maliye Bakanlığı Bilgi Sistemi’ne aktarılacak. Bu sistem, nakit satışa engel değil; yalnızca her satışın kayda alınmasını zorunlu kılıyor. Dolayısıyla işletmenin “sadece kartla satış” kararı, devletin zorunlu kıldığı bir uygulama değil, kendi inisiyatifiyle kayıtlı ekonomiyi destekleyen gönüllü bir tercihtir.

Yaşlı bireylerin kart kullanmakta zorlanmaları doğaldır, ancak çözüm onları dışlamak değil, desteklemektir. Market çalışanı yardımcı olabilir, basit ödeme yöntemleri anlatılabilir.

Günlük nakit işlemlerinin kayda alınmaması, yıllık bazda milyonları bulan görünmez bir ekonomi yaratır. Bu görünmezlik doğrudan vergi kaybı ve kamu gelirlerinde azalma anlamına gelir. Her kartlı işlem ise hem işletmeye hem devlete güven kazandırır. Hacı Ali İşletmeleri’nin bu tercihi, yalnızca bir ödeme yöntemi değil, dürüst ticaretin ve açık defterlerin savunusudur.

Bu gibi deneyimlerin sosyal medyada paylaşılması, toplumsal bilincin canlı tutulmasına katkı sağlar. Geçmişi hatırlamak, geleceği doğru inşa etmenin en sağlam yoludur.
Bu haber 208 defa okunmuştur

:

:

:

: