Samimiyet testi

Rum lider Hristodulidis, “Artık komşu ülkelerin Kıbrıs sorununun çözümüne ilgisi var. Çözümün biçimi, çözümün içeriği sadece bizim yükümlülüğümüz değil, aynı zamanda tüm bölge için bir güvenlik ve istikrar meselesi” diyor.

Rum lider Hristodulidis, “Artık komşu ülkelerin Kıbrıs sorununun çözümüne ilgisi var. Çözümün biçimi, çözümün içeriği sadece bizim yükümlülüğümüz değil, aynı zamanda tüm bölge için bir güvenlik ve istikrar meselesi” diyor.
Yani açık açık Kıbrıs’ta İsrail’in mutlu olacağı bir çözümü düşlüyor.
Rum liderin sık sık dile getirdiği “çözüm” çağrıları, ne yazık ki samimiyet testinden geçemiyor.
Çünkü bu çağrılar, Kıbrıs Türklerini yok sayan, onların seçilmiş temsilcilerini muhatap almayan, adanın doğusundaki enerji kaynaklarını ve stratejik konumunu tek taraflı projelere entegre etmeye çalışan bir anlayışla birlikte geliyor.
Nitekim Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın da dünkü açıklamaları bu gerçeği net biçimde ortaya koyuyor.
Erhürman, Hristodulidis’in “çözüm” derken Kıbrıslı Türkleri görmezden gelmesinin samimi olmadığını belirterek, özellikle “Great Sea Interconnector” elektrik hattı ve İsrail doğalgazı projelerinde Kıbrıs Türk halkının iradesi olmadan hiçbir adım atılmasına izin vermeyeceklerini vurguladı.
Bu açıklama, Kıbrıs Türk halkının sadece tepkisel değil, aynı zamanda kararlı ve haklarının bilincinde bir duruş sergilediğini gösteriyor.
Zira enerji projeleri, sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasi egemenlik meselesidir. Adanın geleceğini ilgilendiren bu tür stratejik girişimlerde Kıbrıslı Türklerin yok sayılması, barış ve çözüm değil, yeni bir gerilim doğurur.
Hristodulidis her ne kadar “her an görüşmeye hazırım” dese de, söz başka, niyet başkadır.
Rum liderin kafasının arkasında hâlâ Türkiye’yi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni birbirinden koparma, Kıbrıs Türklerini uluslararası sistemde etkisizleştirme planları dolaşıyor. Bu yaklaşım, gerçek bir çözümün değil, statükonun farklı biçimlerde devamının işaretidir.
Kıbrıs’ta kalıcı çözüm, ancak iki halkın eşitliğine dayalı, karşılıklı saygı ve irade temelinde şekillenebilir. Kıbrıs Türkleri bu adada yok sayılacak bir topluluk değil, eşit haklara sahip bir halktır.
Dolayısıyla, kim hangi planı yaparsa yapsın, Kıbrıs Türk halkının onayı olmadan hiçbir “çözüm” yaşama geçemez. Gerçek çözüm, karşı tarafın hoşnutluğuna değil, iki tarafın eşitliğine ve samimiyetine dayanır. Bizden söylemesi…
Bu haber 65 defa okunmuştur

:

:

:

: