Adıyaman’da bir kez daha aynı sahne yaşandı. Grand İsias Oteli davasında kamu görevlilerinin yargılandığı üçüncü duruşma, bilirkişi raporuna rağmen yine ertelendi.
Mahkeme salonundan çıkan acılı ailelerin gözlerinde umut değil, derin bir yorgunluk vardı artık. Her duruşmada biraz daha yıpranan, her ertelenmede biraz daha incinen bir adalet duygusu…
Aileler “Her imza bir suçtur, adalet istiyoruz!” diye haykırdı. Çünkü bilirkişi raporu açıkça ortaya koymuştu: Üç belediye görevlisi binanın yıkılmasında sorumlu tutulmuştu. O bina, göz göre göre yapılan hataların, denetimsizliklerin, ihmallerin sonucunda yerle bir olmuştu.
Ancak dava bir kez daha ertelendi.
Bu erteleme kararı, yalnızca bir duruşmayı değil, bir halkın vicdanını da bir kez daha erteledi.
Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya’nın sözleri mahkeme salonunun soğuk duvarlarında yankılandı: “Biz nasıl dayanacağız? Çocuklarımız için adalet bekliyoruz. Onlar hapislerde çürümeliler.”
Bu söz, bir annenin değil, bir toplumun çığlığıydı.
Üstelik mahkemeden, yeniden bir bilirkişi raporu hazırlanması istendi.
“Bu daha kaçıncı bilirkişi raporu?” diye soruyor aileler. Her dava dosyası, her yeni rapor, acıyı yeniden açıyor. Ne yazık ki adalet, her raporla biraz daha uzaklaşıyor. Geç gelen adalet, adalet değildir.
Sayın Başbakan Ünal Üstel, duruşma sonrası yaptığı açıklamada, “Bu davanın takipçisiyiz” dedi. Evet, Kıbrıs Türk Halkı bu davanın takipçisi. Ama halkın kalbinde bu dava artık bir dosya numarasından ibaret değil. Bu dava, evlatlarını kaybeden annelerin sabır sınavı, babaların içlerine gömdüğü çığlık, bir milletin adalet arayışıdır.
Adaletin terazisi, bir gün mutlaka doğruyu gösterecek. Ama o güne kadar geçen her dakika, adaletin soğuk yüzünü biraz daha hissettiriyor. Kıbrıs Türk Halkı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kalbinde yankılanan bu davada sadece kendi çocukları için değil, Türkiye’nin geleceği için de mücadele ediyor. “Başka çocuklar ölmesin” diyebilmek için, “bir bina daha yıkılmasın” diyebilmek için, bu davayı bırakmayacaklar. Bizde söylemesi…