İki haftadır şiir hakkında yazıyorum. Şiiri basite almayınız. Tepeden bakmayınız. Her aşık olan şairdir diye düşünmeyiniz diyerek şiiri savunuyorum. Şiirin içerisinde sosyoloji, felsefe, tarih, anı, psikoloji, coğrafya, resim, müzik vardır. Şiir; öykü, tiyatro, sinema, roman, anı gibi sanat disiplinlerini bir cenin gibi içerisinde taşıyabilir. Şiirlerden bunların büyüyüp doğması da olasıdır diyorum şiiri savunurken.
İki haftadır şiir hakkında yazıyorum. Şiiri basite almayınız. Tepeden bakmayınız. Her aşık olan şairdir diye düşünmeyiniz diyerek şiiri savunuyorum. Şiirin içerisinde sosyoloji, felsefe, tarih, anı, psikoloji, coğrafya, resim, müzik vardır. Şiir; öykü, tiyatro, sinema, roman, anı gibi sanat disiplinlerini bir cenin gibi içerisinde taşıyabilir. Şiirlerden bunların büyüyüp doğması da olasıdır diyorum şiiri savunurken.
Hiçbir şey, emek harcanmadan değer kazanmaz. Veya harcanan emek oranında değer kazanabilir. Bunu yazmam gerekir dediğim ve zihnimde olgunlaşmaya başlayan bir şiirim var.
You tube’da paylaştığım tek şiirim “Kıbrısa Ağıt” ile aynı kapsamda bir konu içerecek. Şimdi internet de araştırma yapıyorum. En az bir kişiden konu hakkında bilgi almam gerekiyor.
Sonra en az iki bölgeyi gezip, havayı solumalıyım. Gezdiğim yerlerin resimlerini beynime kazımalıyım. Gözlem yapmalıyım. Oturup bir yer de bir süre geçmişi tahayyül etmeliyim.
Zihnimde toplanan bilgiler kar topu gibi büyüdükçe, bir süre sonra bir kanal bulup dışarı taşmaya başlayacaklar. Şimdi kar topundan eriyip akmakta olan suya, ahenkli bir akışla şekil vermek zamanıdır.
Ezcümle; şiiri hafife almayınız. Tepeden bakmayınız. Çünkü “şiir boşuna yazılmış olmayacak”. İlk kitabım “ MAVİYİ KOKLAMAK” da bulunan “Şiir Üzerine” isimli şiirimi sizlerle paylaşıyorum.
Sağlıcakla kalınız.
ŞİİR ÜZERİNE
Gökyüzüne resim çizmek isterseniz
ya da kağıttan gemilere binip
uzak diyarlara açılmak okyanusta
bırakınız hayatınıza girsin şiir
içinize işlesin.
Duymasınlar diye okuduğunuz şiirleri
sessiz söyleyebilirsiniz,
korkmayınız.
Kimse duymasın diye
sessizce de söyleyebilirsiniz,
utanmayınız.
Halbuki şiir söyleyebilmeli
tespih çeken erkek bile
çünkü şiir kendisidir hayatın.
Geride bıraktığınız uzak bir kentteki
sevgiliyi özlemektir şiir.
Ve o kentin caddelerinde
ıslanarak, yağmurda, dolaşabilmek yeniden.
Balkon kenarından sarkan fesleğenleri koklamak
varoşlardan denizle göz göze gelebilmektir.
Şiir ayrılıkların girdabında boğulmak
kavuşmalarda derinlerden suyun yüzeyine çıkıp
nefes alabilmektir.
Şiir mutluyken;
yıldızın ucundan tutup
etkisiyle rüzgarın
diğer yıldıza savrulmaktır.
Ya da mülteci çocuğun gözyaşını,-
göç eden kırlangıcı
kar altında bir serçeyi
görüp hüzünlenmek
aysız yıldızsız bir gece yarısına dönüşmektir.
Sevinçte;
kelebeğin kanadında gezinmektir şiir
veya arı ile birlikte
bal toplamak çiçeklerden.
Ya da yaraya tuz basıp
çıplak ayakla dağ yamaçlarında
dikenlerde yürümektir.
Ölümü anlatan da şiirdir.
Çakıp etimize çiviyi
ordan vücuda zehri vermektir.
Fırtınanın ortasında
çıplak vücudumuzun
kırbaçlanmasıdır şiir.
Veya şiir
ilk kıpırdamasıdır ceninin
ana karnında.
Tekmeleye tekmeleye anneyi
inadına doğmasıdır dünyaya.
Şiir aşktır.
Sevgiliye en içten duyguları
ya gözler söyler
ya da şiire dönüşmüş sözcükler.
Ateşi harlayan rüzgar,
silkeleyip titreten bir tokat,
lokomotifi hareketlendiren kömür,
yumruklarını sıkıp
direnmektir hayata.
Kavganın romantik militanıdır şiir.
Şiir bitmeyen tükenmeyen umutları
ayakta tutabilmek için;
değiştirilmiş cümlelerle
yeniden tekrar tekrar
anlatılmasıdır insanlığa.
Demli bir çayın yanında
iyi gider şiir.
Rakının yanında da iyi gider.
şarap elden ele dolaştırılırken,
veya bizi terk edip gidenin
mezar taşına bakarken söylenebilir.
Tek başına bir ev de
sesini kendine arkadaş yapmak için de
veya kumların üzerinde
ateşin etrafında da şiirler okuyabilirsiniz
duysun diye yıldızlar.
Velhasıl
hayata dair her vaka
hüzün,sevinç ve anılar
doğum,ölüm ve acı
ayrılık,aşk ve özlem
kavga ve umut
şiire davet eder.
Ve devam ettikçe hayat
dillerde söylenecek şiirler.