Şu anda dünya siyasetine baktığımızda ABD Başkanı Trump’ın diğer liderlerden ayıran önemli bir özellik var.
Nedir o özellik?
İşadamı olması.
Peki işadamı olması neyi değiştir?
Bir iş insanı bakışı, devlet yönetiminde bazı dengeleri kökten değiştirebilir mi? Evet, değiştirebilir. Çünkü başarılı iş insanı önce hedefi koyar, sonra o hedefe giden yolları değerlendirir.
Geleneksel bürokratik mantık genellikle yolu önce tartışır, yöntemde boğulur, sonuca geç varır.
Oysa iş felsefesi farklı işler: Amaç olmazsa yolun hiçbir anlamı yoktur. Her rota aynı kapıya çıkmaz; bazı yollar yalnızca zaman kaybettirir, bazıları ise hedefe hiç götürmez. Bu nedenle, önce ‘gideceğin liman’, sonra ‘gemiyi hangi denizden süreceğin’ belirlenir.
İş dünyasının en önemli gerçeklerinden biri şudur: Tecrübe satın alınamaz. Ancak satın alınamayan tecrübe, takdir edilir, değer görür ve gerektiğinde kurumlara yön verir.
Bu yaklaşımı benimseyen bir ülkede, yaşı değil, yaşın biriktirdiği bilgi hazinesini önemseyen bir liderlik kültürü gelişir. Bu yüzden Amerika’da 80 yaşındaki bir isme yönetim danışmanlığı misyonu verilir; ayda bir gelip deneyimlerini paylaşması beklenir, bunun karşılığında ciddi bedeller ödenir. Çünkü o kişinin aklındaki yılların birikimidir, piyasadaki raporlar değil.
ABD Başkanı Trump da bu felsefeden geliyor.
Bugün Doğu Akdeniz’in en kritik denklemlerinden biri, yıllardır uluslararası mekanizmaların masalarında ezilip büzülen Kıbrıs sorunudur. Birleşmiş Milletler koridorlarında, Avrupa Birliği kulislerinde, yüzlerce sayfa rapor üretildi ama çözüm netleşmedi. Çünkü önce yol konuşuldu, hedef değil. Şimdi ise tablo değişiyor.
Kıbrıs, BM ve AB çerçevesinin dışında çözülmek üzere yeni bir denklemle ele alınıyor.
Yani Trump önce amacı koyuyor. Sonra stratejiyi çiziyor. Daha sonra bu amaca ulaşmak için işe insan buluyor.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi 78 yaşındaki Tom Barack da böyle bir isimdir.
Trump’ın yakın arkadaşı milyarder iş insanı Tom Barack Kıbrıs’ı BM ve AB dışında çözmek için kolları sıvadı.
Artık ‘too late.’ Kıbrıs’ta karar verilmiştir. Doğu Akdeniz’in şımarık çocuğunun sonu geldi. Trump Güney Kıbrıs’ın bir yanağını öpüyor, diğer yanağını seviyor. İsrail ile Güney Kıbrıs ilişkisine göz yumuyor. Ama diğer taraftan Güney Kıbrıs’ın korktuğu ‘sert hakemlikle’ Kıbrıs’ı BM ve AB dışında çözmeye hazırlanıyor. Bizden söylemesi…