Her zaman TİYATRO ve İNSAN sözcükleri bana hayatın içinde en çok yakışan ikili gibi gelir. Ünlü tiyatro sanatçısı ve yazarı sevgili Yaşar ERSOY, tiyatroyu tanımlarken
“ Tiyatro, insanı insana insanla anlatma sanatıdır.” der. Buna yürekten inanırım.

Oyun başladığı zaman salonda kaç kişi varsa nefesler tutulur; başından sonuna kadar ilgiyle izlenir. Düşünceden duyguya, kahkahadan gözyaşına dönmek an meselesidir. Onca insan görüp duyduklarını kendi akıl ve düşünce süzgecinden geçirir. Bu OLAĞAÜSTÜ bir andır.

Geçen cuma akşamı ben de oyunu hem de en ön koltuktan izledim. Başından sonuna soluksuz izledim. Oyunun akışı, oyuncuların performansı mükemmeldi.

Oyun sonrası tiyatronun kafesinde oturup sohbet ediyoruz oyuncular ve kimi izleyicilerle…

Oyunun yazarı UFUK AYDOĞAN’a sorular soruyorum.
- Nerede doğdun desem?

Ben Ufuk Aydoğan 39 yaşındayım. Girne'de doğdum. İngilizce Öğretmenliği mezunuyum.
Evli ve bir çocuk babasıyım.

- Müzikle de yakınlığın var değil mi?
- Evet, Gancelli Müzik Grubunda 2014'den bu yana solistim. Besteler ve cover parçalar yapmaktayız

- Tiyatro aşkın nasıl başladı?
-
On beş senedir Girne Belediyesinde çalışmaktayım.On bir senedir de Girne Belediyesi Oda Tiyatrosunda çalışmaktayım ve şu an tiyatro sorumluluğu görevini icra etmekteyim.

- Yazarlık yönünü de okurlarımıza tanıtmak isterim.

Tiyatro, müzik, kitap okumak, yazmak ilgi alanlarım.
'Kulübe','Parka' isimli iki romanım var. Üçüncü romanım 'Tiyatro Binası' şu an baskıda ve çıkmak üzere.

Başka kitap dosyalarım da var elbette.Yazmaya devam etmekteyim.
Henüz sahnelenmemiş yazmış olduğum tiyatro oyunları da var.

- Oyun yönetmenliğin hangi oyunla başladı?

İlk yönettiğim oyun Rus yazar Aleksandr Puşkin'in yazdığı ' Mozart ve Salieri' oyunuydu.

- Turnelere de çıkıyorsunuz, biliyorum. Hangi oyunda bunu gerçekleştirdiniz?
-
- Yine yazmış olduğum 'Shakespeare'in Hayaleti' oyunu Girne Belediyesi Oda Tiyatrosu'nda sahnelendi ve ada içi ve yurtdışı turnemiz oldu.

- Sizin MÜZİKAL türünde de eserleriniz var mı?

2024 yılında Girne Belediyesi Oda Tiyatrosu olarak benim yazıp yönettiğim
' BENİ MACBETH ME' Müzikalini seyirciyle buluşturduk.

- Bir de çocuk oyununuz vardı. Ben hiçbir oyununuzu kaçırmıyorum.

Aynı sezonda yazıp yönettiğim
' HERŞEYİ BİLEN KİTAP' adlı çocuk oyununu sahneledik ve adanın birçok yerinde de sahneledik.
Bütün sahnelediğimiz oyunlarda halkımızdan güzel geri dönüşler aldık.

- Son oyununuzda da en ön sırada izledim. Oyun da oyuncular da bir harikaydı.

Evet, son oynadığımız oyunu da ben yazdım. 2025 yılında Dostoyevski - Suç ve Ceza romanından esin alıp yazdığım ve yönettiğim 'RASKOLNİKOV' oyununu seyirci ile buluşturduk.

- Oyunlara ilgi nasıl? Halkımız tiyatroyu seviyor. En etkili eğitim şekli sanırım tiyatro…

Salonumuz günler öncesinden doluyor.
Kötüleşen hayat koşullarında tüm seyircimize iyiyi aradığı için ve tiyatro'nun da tüm toplum için ekmek gibi, su gibi, yol gibi ihtiyaç olduğunu birkez daha gösterdiği için teşekkür ederiz...

- Son oyununuz hakkında bilgi alalım lütfen…
-
Girne Belediyesi Oda Tiyatrosu 'RASKOLNİKOV' oyunu

RASKOLNİKOV

Yazan / yöneten Ufuk AYDOĞAN
Oyuncular: Oğuzhan KAYA
ve
Deniz ORHAN
Ses uygulama; Arda AYGÜN
Işık Uygulama; Boysan KURU
Sahne tasarım ve uygulama; Cem TAŞLIOVALI
Sahne Teknisyeni; Ekrem TEMEL

Oyundaki bir şarkının piyano kayıtları; Mehmet İZBUL’a ait
Sahne Amiri; Ada Cem DÖNMEZ
ve yardımcıları; Salih ASTAM ve Mehmet Ali EYGİ

Tek perde
Süresi: 55 dakika
Oyuna 18 yaş üstü seyirci kabul edilecektir.

KONUSU:
'Dostoyevski'nin karanlık dehlizlerinden fırlamış bir gölge, kendini Raskolnikov zanneden ve onun ruhunu ele geçirmiş bir genç adam... Kaderin acımasız oyununda, intikam için bir tiyatro sahnesini seçiyor.

Hedefinde ise yaşlı bir tefeci değil zengin, genç ve ışıltılı bir kadın var.'

'Bu oyunu izlerken, gerilimi sadece nefesinizde değil, ruhunuzun en derin köşelerinde hissedeceksiniz.'

- Son olarak ne eklemek istersiniz?

Son olarak şunu söylemek isterim; Tiyatro aslında kurgudan ibaret değildir ve oyuncular tiyatroda maske takmazlar, tam tersi normal hayatlarımızda bizlere toplum tarafından dayatılan ve taktığımız yalan maskelerini çıkartıp gerçek karakterleri sahneye taşırlar.

“ İşte bu yüzden sahnede anlatılan sansürlenmemiş hayatın ta kendisidir.” Ufuk AYDOĞAN