Tatiller yaşamımızda nefes aldığımız, şöyle arkamıza yaslanıp ' Ben neler yapıyorum, neredeyim?' deme fırsatı bulduğumuz; belki de kendimizi sorguladığımız, içimize dönüvermeyi sağlayan ara zamanlar...
Tatiller yaşamımızda nefes aldığımız, şöyle arkamıza yaslanıp ' Ben neler yapıyorum, neredeyim?' deme fırsatı bulduğumuz; belki de kendimizi sorguladığımız, içimize dönüvermeyi sağlayan ara zamanlar...
İki haftadır Türkiye'deyim.Bursa- Yıldırım Belediyesinin hazırladığı 5. Uluslararası Aşıklar ve Şairler Şöleninin davetlisi olarak oradaydın.. Sabiha Gökçen'den (İngiltere'den gelen BBC muhabiriyle birlikte) özel araç ile alınıp Bursa'ya getiriliyorum. Aşık TURABİ, çok ince düşünceli bir insan.. Elbette Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin sayesinde bunlar... 17 Ülkeden katılan 88 katılımcı ile gerçekleşen etkinlikte yeni dostlar edinmek ve Bursa'yı daha yakından tanıma fırsatı buldum. Aynı gün, beni görmeye gelen Bursalı İsmet Koyuncu'yu da unutmamalıyım. Oralarda bir şeye ihtiyacım olursa diye hemen koşup gelmiş, sağ olsun.
Dört gün boyunca çeşitli etkinlikler yapıldı. Tanıtımlar, âşıklar ve şairler şölenleri, yemekler, müzikler, hatta fotoğraf sergisi bile... Atışmalar, yarışmalar, lebdeğmezler... Yıldırım'ı anma törenlerine katıldım. Bursa'nın tarihi yerlerini gördüm. Ulu Cami, Emir Sultan, Koza Hanı gibi... İpeğin anayurdu sanki Bursa... Hatta yamaç paraşütü için çıktığımız yerde Reşat Nuri'nin Çalıkuşu romanındaki Zeyniler Köyünü ve olayın geçtiği evi bile görme fırsatı bulduk. Etkinliğe ilgi çok. Bakanlar, milletvekilleri ve halk var. Açık havada ya da salonda olsun izleyiciler hayli kalabalık... Gold 3 Otelinde kalıyoruz. Çalışanları çok ilgili ve saygılı...
Bir sürü merhabalarım var... Yeni tanıdıklarım ya da önceki etkinliklerden
Bildiklerim... Kosova'dan Taner, Yunanistan'dan Mustafa... Pırıl pırıl umut vadeden gençler... Çok okuyan, bilinçli, kültürlü... Azınlıkta kalıp da ezilen ama boyun eğmeyen, yılmayan genç Türkler...
Ardından İzmit, Adapazarı derken nihayet Çanakkale’deyim. Bilmem size de öyle olur mu? Ben bir yeri ya da kişiyi gördüğüm zaman onu ne kadar özlediğimi daha iyi anlıyorum.
İlk günden sabah yürüyüşüyle Kordon’u keyifle boydan boya geçiyorum. Martılarla selamlaşıp kıyıda bir kafede kahvaltı ediyorum. Çevredeki değişiklikleri gözlemliyorum. Halk Bahçesi'nde yemyeşil ağaçların altında ve çimenlerin ortasında banklarda oturup kuşların cıvıltılarını dinliyorum. Uzaktan Boğaz'dan geçen gemileri seyrediyorum.
Bir gece Semihalarla Boğaz Restorantta balık yiyoruz, denize uzanan iskelede... Yıldızlar göz kırparken, yakamozların ortasında geçen gemilerin ışıklarını seyrediyoruz keyifle. Karşı kıyılar Kilit bahir... Nostaljik şarkılarla bize eşlik ediyor lokantadaki müzisyen... Dostlar ve dostluklar zamana karşı dimdik ayakta duran kale gibi duygular... Aradan geçen zamana inat eksilmeyen sıcaklık ve saygı, sevgi...
Üç gün sonra sizlerleyim. ADA'mı sıcağına, susuzluğuna karşın iki haftada çooook özledim... Kocaman sevgilerle...